Türkiye'nin en önemli sorunu işsizliktir. Şu anda işsiz sayısı 3.5 milyonu aşmış durumda. Göçmenleri ve gizli işsizleri ilave ettiğimiz zaman rakam daha da büyüyor.

İşsizliğin sebebi bellidir. Birincisi nüfus artışı ve terkibinden kaynaklanıyor. İkincisi göçmen işçilerdir.

Nüfusumuz 82 milyonu yakaladı. Nüfus artışından her yıl bir milyon genç, emek piyasasına katılıyor. İşsiz gençlerin büyük kısmı eğitimli. Her dört eğitimli gençten birisi işsiz. Demek ki, eğitim sistemi, ekonomideki talebe uygun eleman yetiştirmiyor. Bunların başında İmam Hatip okulları geliyor.

Hükümet, bu duruma kayıtsız kalamazdı. Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı istihdamı artırmak amacıyla teşvik tedbirlerini açıkladı. Yeni işe alınan gençlerin üç aylık giderlerini devlet ödeyecekmiş. Bu sayede 2,5 milyon işsize iş bulunacağı tahmin ediliyor.

Teşvik yoluyla istihdam edilenlerin giderlerini devlet ödeyecek. Peki devlet parayı nereden bulacak? Vergi ile karşılayacak. Yani, istihdam edilenlerin giderlerini, toplum vergi olarak ödeyecek.

Demekki, üretimde katma değer yaratılması düşünülmüyor. Adı istihdam, fakat bedelini istihdam eden değil halk ödeyecek. Zira, ekonomide ilave istihdam, üretime katılan ilave işçinin üretimde yarattığı katma değere bağlı olarak gerçekleşiyor.

Katma değer yaratmayan iktisadi faaliyet, üretimde artış getirmez. Sadece, işsiz gençlerin bölüşümden pay almalarına olanak tanır. Bu gibi teşvikler, Sosyal Devlet anlayışının farklı uygulamasından başka sonuç yaratmıyor.

İsraf nedeniyle ekonomi, tasarruf dar boğazı yaşıyor. Ekonomiye katkısı olmayanlara maaş verilmesi, kaynak israfından başka bir sonuç yaratmaz. Verilen teşvikler popülizm kokuyor.

Popülizm ile ekonomide başarı gösteren ülke görülmedi. Zira ekonomide meydana gelen israfın bedelini, siyasal toplum enflasyon ve daha yüksek işsizlik olarak ödüyor.

Türkiye, sermaye büyümesi ile ekonomik büyüme aşamasını yaşıyor. Bu aşamada işsizliğin önlenmesi, ülkenin sermaye potansiyelinin artırılmasından geçiyor.

Ülkemizde, sermaye güvenlik limanı kurulmadan sermaye potansiyelinde artış sağlanamaz. Sermaye kuşa benzer anında kaçar. Sermayenin milliyeti olmaz. En milli sermaye sayılan bisküvi şirketi dahi, parasını İngiltereye taşıdı.

İşsizliğin azaltılması, sermayeye güven vermekten geçiyor.

Şinasi Kara