Melis Alphan Hürriyet’te yazdı. Bir anlamda yeniden hatırlattı; son 4 yılda Türkiye’de 149 yayın yasağı kararı aldı bu hükümet. 2015 ocak ayı itibarıyla ise bu sayı 155’i aştı.

Toplam ve tabii şimdilik 155 yayın yasağı. Maşallah, iyi çalışıyor hükümet. Yani Türkiye artık bir yayın yasağı cehennemi.

Gazeteciler, yazarlar, çizerler için RTE başta olmak üzere iktidar cephesindekiler tarafından açılan davaların sayısı ise artık binlerle ifade ediliyor. Hem RTE hem Başvekil sağda solda Türkiye’de  cezaevlerinde  gazeteci yok diye konuşuyorlar. Yalan, yanlış bilgilerle halkı yanıltıyorlar. Yolsuzluklarla ilgili TBMM  Soruşturma Komisyonuna yayın yasağı getiren, yani TBMM çalışmalarına bile yasak getiren iktidar olarak cumhuriyet tarihine geçme rekoru kırdılar. Tebrikler.

“Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü en iyi düzeyde” diyen bu kişilere bir kez daha hatırlatırız ki, Türkiye’de halen 21 basın çalışanı cezaevinde. Hem de yıllardır. Bunların 20’si KCK basın davasından Terörle Mücadele Yasası (TMY) ile yargılanan gazeteciler. Biri de Samanyolu medya grubu yöneticisi olan gazeteci. Darbe dönemlerinin, Olağanüstü Hal süreçlerinin ürünü olan, demokratik ülkelerde yeri olmayan TMY, iktidar yanlısı davranan her mahkemenin, her yargıcın istediği gazeteciyi “terör örgütü üyesi” ya da “terör örgütü propagandasından içeri atacak hükümler içeren bir yasa.

Bilindiği gibi Ahmet Şık’ta Nedim Şener de ve bir ara sayısı (bu iktidar döneminde) sayısı 100’ü aşan diğer gazeteciler de bu iktidar gözünde terörist idiler. Baskıya, haksızlığa, şiddete itiraz eden gezi eylemlerinin gençleri de teröristti. Onların bazıları için ölüm emir verildi, infaz edildi. Birçoğu yaralandı, gözlerini kaybedenler oldu. İktidara göre onlar teröristti.

Binlerce üniversite öğrencisi haksız, hukuksuz şekilde cezaevlerine dolduruldu. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın birkaç gün önce açıkladığına göre bunların sayısı 3 bini geçti. Yineliyorum Üç bin! Onlar da terörist.

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-iş Sendikası, Toplu sözleşme görüşmelerinde MESS’in dayatmalarını kabul etmeyerek 10 kentte 22 fabrikada 15 bin işçisiyle greve başladı.

Hükümet anında grevi yasakladı. Bu işçilerin terörist olduğunu, bunların grevle hükümete karşı darbe yapacaklarını anladı. Görüyor musunuz? Ülke teröristten geçilmiyor. Anlaşıldı, onlar terörist.

Siz nesiniz? Hukuk tanımayan, sırtını TMY’na dayayıp yazanı, çizeni terörist ilan eden, yayın ve grev yasakları ile ülkeyi yönetenlere ne deniliyor? Bunlara terörist mi deniliyor yoksa diktatör mü, hangisi?

SIRA KIVILCIMLI ENSTİTÜSÜ’NDE

Geçtiğimiz Ağustos ayında sosyalist aydınların öncülüğünde kurulan Kıvılcımlı Enstitüsü Derneği’ne kapatma davası açıldı. Türkiye’de sosyalist hareketin özgün, dirençli önderlerinden Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın görüşlerini, eserlerini araştırmak, yaymak için kurulan bu derneği kapatmak için Dernekler İl Müdürlüğü derneğe yazı göndermiş, tüzükte yer alan “Enstitü “ kelimesinin kaldırılmasını, aksi halde tüzüğün onaylanmayacağını, yani kapatılacağını bildirmiş. Yeni Türkiye’ye bakın. RTE, Davutoğlu Ahmet, ne diyorsunuz memurlarınızın bu yaptığına? Haklısınız, bunlar da teröriste benziyor değil mi?

Aslında iktidara bağlı bu kamu kuruluşunun gönderdiği bu yazıyı, bu tutumu “anlamak” lazım. Dönem dindar nesil dönemi. Bu derneğin kurucuları ve yöneticileri arasında bulunan 45 yıllık, üniversite döneminden arkadaşım Ahmet Kale’yi uyarıyorum. Arkadaşım akıllı olun. Böyle işlere girmeyin. İleri de gitmeyin. Dini yayma enstitüsü, İmamlar, hatipler Enstitüsü, cami yapma, yaptırma enstitüsü kursanız olmaz mı? Nereden çıktı şimdi Kıvılcımlı Enstitüsü?

Hem o işte iyi para var. Deniz Feneri’nde ya da Avrupa’da camilerde çuvalla para toplayıp iç edenlere bir şey oldu mu?

Siz ne yapıyorsunuz? Cepten para harcayın, uğraşın, sonuç? Adını değiştir, yoksa kapatırım. Girmeyin bu işlere.

Mızraklı ilmihal, karınca duaları basın, yayın, dağıtın. Bakın o zaman “enstitü” yü kaldırın, adınızı değiştirin diyen olacak mı? Tam tersine acayip destek yağacak size.

Türkiye tam ilerlerken, dünya devleti olurken bunu engelleme girişimlerinden vazgeçin. 4 şubat günü saat 09.30 da İstanbul 17. Asliye hukuk mahkemesinde duruşmanız var. Mahkeme’de töğbe edin, itirafçı olun, kurtarın paçayı. Adınızı “Kıvılcımlı Kuran Kursu Enstitüsü” olarak değiştireceğinizi söyleyin, bakın o zaman yargıçlar size çay, kahve bile ısmarlarlar. Yoksa siz  terörist misiniz? Anlaşıldı, Hükümete darbe peşindesiniz.

Ne ülke be yaa, teröristten geçilmiyor.

Ne ülke be yaa, ne çok diktatör üretiyor.