Seçimler bitmiş, Türk Milleti tercihini yapmıştır. Cumhur İttifakı, TBMM'de çoğunluğu elde etmiş. Cumhur Başkanı Adayı kazanmıştır.
Şimdi sıra, siyasi iktidarın ekonomi konusunda neler yapması gerektiğine geldi.
1. Kanal İstanbul yatırımından vaz geçilmelidir. Yaptığım hesaplamaya göre; Kanal İstanbul yatırımı, yatırılan paranın faizinin yarısını dahi kazandırmıyor. Kamu yararı açısından böyle bir yatırıma ülkenin ayıracak kaynağı yok. Bütçe açık veriyor. Israr edilir ise, vatandaşa ilave yük getirecektir. Tasarruf=Yatırım dengesini bozacaktır. Yeni denge daha yüksek fiyat artışları ile kurulabilir.
2. Dolar kurunu 25 liranın üzerine çıkarmak gerekiyor. Son bir buçuk yıldan beri, dolar kuru sabit tutuldu. Asgari ücret ise yüksek oranda artırıldı. Asgari ücretten gelen maliyetler yükseldi. Maliyet enflasyonu ile birlikte talep enflasyonun getirdiği maliyet artışları, mevcut dolar kuru ile karşılanamıyor. İhracatçı, aynı dolar kuru ile mal ihraç etmekte sıkıntı yaşıyor. Kurdaki düşüklük, ithalatı hızlandırdı. Yurt içinde ithal ikamesi mal üreten işletmeler zor duruma düştüler. Rekabet gücü kazanmaları için kurun en az 25 lira olması gerekiyor.
3. Faizleri serbest bırakmak şart. Başka türlü, talep enflasyonunu önlemek mümkün değil. Zira düşük faiz, kaydi para yaratıyor. Her ne kadar mevduat karşılıkları yüzde 25 lere çıkarılsa dahi, enflasyon farkı, kaydi para üretmeyi olanaklı kılıyor. Politika faizinin, bir an önce yüzde 20 seviyesine çıkarmak gerekiyor.
4. Bütçe açığının gerçek nedeni belli. SGK giderlerinden kaynaklanıyor. Çok tartışılan, yap işlet devret yatırımlarına ödenen yıllık para miktarı, 10 günlük SGK gideri kadar yok. Bütçe bu şekilde gitmez. Mutlaka reform gerekiyor. Reformun başlangıcı, emekli ölünce maaşlarının kızlarına kalmasına yönelik sistemin iptali ile başlamak şart. Yeşil kart uygulamasını gözden geçirmek gerekiyor.
5. Ekonomik kuraldır. Kurlar ve faizler aynı anda düşük tutulamaz. Kurlar düşük tutulur ise cari açık artar. Faiz düşük tutulur ise, enflasyon artar. Bu kuralı, yaşayarak öğrenmiş olanlara günaydın demek lazım. Bir an önce, ekonomik kurallara uygun para ve maliye politikası uygulamak gerekiyor.
6. Türkiye için yapılması gereken yatırımların yönü belli oldu. Savunma sanayi, dünyanın en karlı işidir. Türkiye Savunma sanayinde, Batı ile yarışacak seviyeye geldi. Yurt dışına ihracat yapıyor. 29 ülkeye İha satışı gerçekleştirdi. Hür jeti uçurdu. Hür Jet için siparişler artarak geliyor. Tusaş, helikopter motorunu üretti ve Atak ve Gökbey adındaki helikopterleri uçuruyor. Motor lisansı nedeniyle satılmasına engel kalmadı. Türkiye, helikopter satışında dünyanın merkezi konumuna geldi. Savunma sanayini desteklemek suretiyle, dış ticaret hadleri lehe çevrilebilir.
7. Tusaş milli uyduyu yaptı ve yörüngesine yerleştirdi. Şili'ye uydu satıyor. Bu durum, teknolojik yatırımlarda ülkenin geldiği seviyeyi gösteriyor. Savunma sanayi şirketlerinin üretimlerinde katma değer çok yüksek, bir kilo demir 8 bin dolara satılıyor. Desteklemek gerekiyor.
8. Cari açığın en önemli gideri enerji ithalatından kaynaklanıyor. Enerji yatırımlarına ağırlık verilmesi şart. Bir an önce, Nükleer Santralin devreye alınması gerekiyor.
9. İstanbulu depreme hazırlamamız şart. Epey yol alında ama yeterli değil. Bu konuda belediyelere de görev düşüyor. İstanbul, ekonomik bakımdan çok önemli. Deprem, İstanbulda üretimi negatif yönde etkileyebilir. Etkilediği taktirde, telafisi zor sonuçlar getirebilir.
10. Türkiye her yıl 100 milyar dolar civarında tasarruf eder. Bu paranın, dövize ve altına dönmesini önlemek için Kur Korumalı Mevduat uygulaması yapılıyor. Rakam, 2,2 trilyona liraya ulaştı. Bu şekilde yola devam edilemez. Hazine bu yükü kaldıramaz. Çözüm şart. Benim bir önerim var. Kur farkından hazineye yüklenen sorumluluğu, dolar cinsinden yüzde 5 faizli bonolar ile uzun vadeye yaymak mümkün. Bu yıl sonu itibariyle, KKM leri sonlandırmamız gerekiyor.