Ülkemizde, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma modası değişmedi. (Bu ifadenin özü, Rahmetli Uğur Mumcu'ya aittir)
Tarımsal üretim yapılmıyor söylemi moda oldu. Halbuki, fındıkta fazla var. Çay üretiminde fazla var.Zeytin ve zeytinyağı üretimi talebi aşıyor. Narenciye üreticileri, portakalı satacak yer arıyor. Bu yılın ilk altı ayında, Rusya’ya 600 milyon kilo domates satılmış.
Doğrusunu anlamak için, tarımsal ürün ithalat ve ihracat dengesine bakmak lazım. 2018 rakamlarına göre, Türkiye 20 milyar dolarlık tarımsal ürün ihraç etmiş. 17 milyar dolarlık, tarımsal ürün ithal etmiştir. Tarımsal ürünlerden 3 milyar dolar dış ticaret fazlası verilmiştir.
Toplum sanayileştikçe, tarımsal üretimin ulusal hasıla içerisindeki oranı azalıyor. Amerika mısır ve biftek ihraç ediyor. Amerikan ulusal hasılası içeirsinde tarımsal üretimin payı yüzde 3'ü geçmiyor.
Türkiye'de tarımsal ürünlerin toplam değeri, ulusal hasılanın yüzde 5'i civarında gerçekleşiyor. Kalan katma değerler, sanayi ve hizmetler sektörü tarafından üretiliyor.
Toplum sanayileştikçe, ücret artıyor. Artan ücretler nedeniyle, topraktaki rant azalıyor. Topraktaki gelirin azalması, köylerin boşalmasına neden oldu. İşçi ücretleri ve girdi fiyatlarının yükselmesi nedeniyle tarımsal ürünlerin maliyeti de artırıyor. Gıda fiyatları yükseliyor.
Türkiye'de tarımsal ürün üretimi azalmıyor. Üretimin şekli değişiyor. Kaynaklar daha çok ihracata yönelik, tarımsal üretim alanlarına ayrılıyor. Ovalarda fındık üretiliyor. Buğday yerine, arpa ekiliyor. Bira üretilip, ihraç ediliyor.
İşler siyasilerin söylediği gibi değil. Ekonomik kurallar, üretimi yeniden şekillendiriyor.