TUTUM, YATIRIM VE
TÜRK MALLARI HAFTASI
12- 18 Aralık tarihleri arasında Türkiyedeki bütün okullarda Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak kutlanır. Amaç yerli üretimi; tüketerek; hem yerli üreticiyi ekonomik olarak desteklemek; hemde ithalatı kısmak düşüncesine yönelik olarak kutlanmaktadır.
2 ci Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik zorluklar peşinden; dış ülkelere para(döviz) akışının önünü almak için zamanın Başbakan’ı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 da yaptığı bir konuşmada yerli malı kullanmanın ve tutumlu olmanın öneminden bahsetti. 1946 yılından itibarende; her yıl 12 -18 Aralık yerli malı haftası olarak kutlanmaktadır. 1983 yılında adı Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası olarak değiştirilmiştir.
Atatürk 1923 yılında İzmir iktisat Kongresini topladı. Bu Kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve tüketilmesi kararlaştırıldı.
Bugün ülkemiz yaklaşık olarak 150 milyar dolarlık dış satım yapıyor; (Kasım 2012 sonu) buna karşılık Ekim 2012 sonuna kadar ithalatı 235 milyar 025 milyon dolardır. 2011 yılında ihracat 134954361571 dolardır; ithalat ise 240833236364 dolardır; 2010 yılında ihracat 113883219184 dolar; ithalat ise 185544331852 dolardır. 2009 yılında ise ihracat 102142612603 dolar; ithalat 140928421211 dolardır. Rakamlardan anlaşılacağı gibi sürekli dış ticaret açığı vermekteyiz buna ekonomi dilinde cari açık deniyor. Bu açık Turizm Gelirleri, İhçi Dövizi girişi Dış Mütayitlik gibi hizmetlerle önemli ölçüde karşılanıyor ama Türkiye tükettiği petrolün yalnızca % 8 ini üretebilmekte; yine tükettiği doğalgazın % 97,5 unu ithal etmekte; yalnızca % 2,5 üretebilmektedir. Ayrıca halen ürettiği elektiriğin % 44 doğalgaza dayalı Doğalgaz çevrim santrallerinden sağlamaktadır. Bu nedenle enerji yönünden Güneş, Rüzgar; ve su kaynaklarına daha fazla yönelmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Dolasıyla ithal kaynaklardan karşılanan mal ve hizmetler cari açığı artırmakta; buna karşılık yerli üretimi baltalamaktadır. Yerli üretim kaliteyide katarak artırılırsa; vede dışarı satımıda yapılabilrse; çalışan işçi sayısı artacak; para girdisi artacak; kısaca refah gelecek; buna karşılıkta ithalattan kaynaklanan para çıkışı (döviz çıkışı) engellenmiş olacaktır. Diğer yandan yerli sanayi desteklenecek; karlı duruma geçen işletmeler; yeni yatırımlarla yeni iş olanaklarını ortaya koyacaklar; ve daha çok çalışana iş verebilecekler.
Bu nedenle yurt içinde yapılan malı kullanmak; dışarıya gidecek kaynağa dur diyecek, olabildiğince yerli üretimli malları kullanmak hem sanayide, hem tarımda, hemde hizmet sektöründe; paranın yurt içinde kalmasını sağlayacak; buna karşılık kaliteyle yapılan yerli üretimin; dışa satımıyla önemli seviyede para ve teknoloji girişini sağlayacaktır. Bu kurgu daha sonraki dönemde bize önemli ekonomik katkılar sağlıyarak refahın artmasına yol açacaktır.
Sevgiyle kalın.
12- 18 Aralık tarihleri arasında Türkiyedeki bütün okullarda Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak kutlanır. Amaç yerli üretimi; tüketerek; hem yerli üreticiyi ekonomik olarak desteklemek; hemde ithalatı kısmak düşüncesine yönelik olarak kutlanmaktadır.
2 ci Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik zorluklar peşinden; dış ülkelere para(döviz) akışının önünü almak için zamanın Başbakan’ı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 da yaptığı bir konuşmada yerli malı kullanmanın ve tutumlu olmanın öneminden bahsetti. 1946 yılından itibarende; her yıl 12 -18 Aralık yerli malı haftası olarak kutlanmaktadır. 1983 yılında adı Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası olarak değiştirilmiştir.
Atatürk 1923 yılında İzmir iktisat Kongresini topladı. Bu Kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve tüketilmesi kararlaştırıldı.
Bugün ülkemiz yaklaşık olarak 150 milyar dolarlık dış satım yapıyor; (Kasım 2012 sonu) buna karşılık Ekim 2012 sonuna kadar ithalatı 235 milyar 025 milyon dolardır. 2011 yılında ihracat 134954361571 dolardır; ithalat ise 240833236364 dolardır; 2010 yılında ihracat 113883219184 dolar; ithalat ise 185544331852 dolardır. 2009 yılında ise ihracat 102142612603 dolar; ithalat 140928421211 dolardır. Rakamlardan anlaşılacağı gibi sürekli dış ticaret açığı vermekteyiz buna ekonomi dilinde cari açık deniyor. Bu açık Turizm Gelirleri, İhçi Dövizi girişi Dış Mütayitlik gibi hizmetlerle önemli ölçüde karşılanıyor ama Türkiye tükettiği petrolün yalnızca % 8 ini üretebilmekte; yine tükettiği doğalgazın % 97,5 unu ithal etmekte; yalnızca % 2,5 üretebilmektedir. Ayrıca halen ürettiği elektiriğin % 44 doğalgaza dayalı Doğalgaz çevrim santrallerinden sağlamaktadır. Bu nedenle enerji yönünden Güneş, Rüzgar; ve su kaynaklarına daha fazla yönelmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Dolasıyla ithal kaynaklardan karşılanan mal ve hizmetler cari açığı artırmakta; buna karşılık yerli üretimi baltalamaktadır. Yerli üretim kaliteyide katarak artırılırsa; vede dışarı satımıda yapılabilrse; çalışan işçi sayısı artacak; para girdisi artacak; kısaca refah gelecek; buna karşılıkta ithalattan kaynaklanan para çıkışı (döviz çıkışı) engellenmiş olacaktır. Diğer yandan yerli sanayi desteklenecek; karlı duruma geçen işletmeler; yeni yatırımlarla yeni iş olanaklarını ortaya koyacaklar; ve daha çok çalışana iş verebilecekler.
Bu nedenle yurt içinde yapılan malı kullanmak; dışarıya gidecek kaynağa dur diyecek, olabildiğince yerli üretimli malları kullanmak hem sanayide, hem tarımda, hemde hizmet sektöründe; paranın yurt içinde kalmasını sağlayacak; buna karşılık kaliteyle yapılan yerli üretimin; dışa satımıyla önemli seviyede para ve teknoloji girişini sağlayacaktır. Bu kurgu daha sonraki dönemde bize önemli ekonomik katkılar sağlıyarak refahın artmasına yol açacaktır. Sevgiyle kalın.