Bir şeyleri bırakabilmeye cesaret edebilmek; içinde derin bir anlam barındıran, çoğu insanın hayatında en az bir kez karşılaştığı bir durumun özeti.

Hayallerimizle gerçeklerimiz arasında gidip gelirken, tutunduğumuz ipin bizi ne kadar yaraladığını anlamak büyük bir cesaret ister.

Kangren eden hayaller

Hayallerimiz bizi motive eden, yaşama tutunmamızı sağlayan en güzel duygulardan biridir. Ancak bazen bu hayaller gerçeklerle örtüşmeyebilir. İşte o zaman hayal ile gerçeklik arasında sıkışıp kalır, kendimizi bir arada tutmaya çalışırız. Tıpkı kangren olmuş bir ipi tutmaya çalışan biri gibi, hayallerimize o kadar bağlanırız ki bırakmanın ne demek olduğunu unuturuz.

Bazen bırakmak, aslında hayatın en zor kararlarından birini vermeyi gerektirir. Bırakmak, yenilgi demek değildir; bazen kazanmaktır. Bırakmak, yeni başlangıçların kapısını aralamak demektir. Tutunduğumuz ipi bırakmak, kendimize yeni bir yol çizmek için atılan ilk adımdır.

Veda etmenin hafifliği

Hayallerimiz bize yol gösterirken aynı zamanda bizi kör de edebilir. Hayallerimizin peşinden koşarken, gerçekleri görmezden gelebiliriz. Oysa hayat, sürekli değişen ve dönüşen bir süreçtir. Bazen en güzel hayallerimiz bile gerçekleşmeyebilir. Bu durum karşısında üzülebilir, hayal kırıklığına uğrayabiliriz. Ancak unutmamalıyız ki hayat sadece hayallerden ibaret değildir.

Ağlayarak veda etmek hayallerimize, belki de en doğru karardır. Çünkü bu veda, yeni bir başlangıç için gerekli olan enerjiyi bize verecektir. Gözyaşlarımızın ardından daha güçlü ve daha donanımlı bir şekilde hayata tutunacağız.

Hayallerde değil ayakta kalmak

“Olmadı, denedin, defalarca kez. Olmadı işte.” Bu cümle, aslında bir başarı hikâyesidir. Çünkü denemek, başarmanın ilk adımıdır. Defalarca kez denemiş olmak, azimli olduğumuzun göstergesidir. Ancak bazen tüm çabalarımıza rağmen istediğimiz sonuca ulaşamayız. Bu durumda kendimizi suçlamamalı, başarısızlığa odaklanmamalıyız. Önemli olan, deneyimlerimizden ders çıkararak geleceğe daha umutla bakabilmektir.

Hayat, inişli çıkışlı bir yoldur. Bazen zirvelere tırmanırız, bazen de dibe çakılırız. Önemli olan bu iniş çıkışlara rağmen ayakta kalabilmektir. Bırakmak, bazen en doğru karardır. Çünkü bırakmak, yeniden başlamanın başlangıcıdır.