Vergi haftası etkinliklerinin en önemli amaçlarından birisi hiç şüphesiz verginin toplumun tüm kesimlerine benimsetilmesi yani “verginin tabana yayılması” düşüncesidir.
Sadece bir basın açıklaması ile değil “vergi haftası” kapsamında işyerlerine ziyaret, vatandaşların katılımı ile birlikte vergi ile ilgili ortak etkinlikler yapılması,ödüller, plaketler verilmesi, okullardaki öğrencilere verginin anlatılması gibi çalışmalar verginin tabana yayılması için çok önemli adımlardır.
Mükellefler açısından vergi dairesine gitmek her zaman zor gelmektedir. Vergi haftası etkinlikleri mükelleflerde oluşan bu yanlış algının değiştirilmesi açısından da çok önemli bir adımdır. Son yıllarda yapılan vergi haftası etkinlikleri ile mükelleflerin idareye bakış açısının olumlu yönde değişti söylenebilir.
Vergi bilincin yerleşmemesinde en önemli unsurlardan birisi de yurttaşın henüz vergiyi; askerlik gibi kaçınılmaz bir ödev ya da eğitim gibi bir temel hak olarak algılayamamasıdır. Bu konuda İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay’ın 2001 yılında yaptığı tespit çok önemlidir.
“Türkiye’de çağdaş anlamıyla vergi kavramı da, bunu düzenleyen yasalar çerçevesi de oldukça yenidir. Yurttaşların bilincinde vergi, askerlik gibi kaçınılmaz bir ödev ya da eğitim gibi bir temel hak olarak yeterince yer etmiş değildir. Osmanlı’dan kalan alışkanlıkla “hikmetinden sual olunmaz” merkezi hükümete, pay-i tahta verilmesi gereken bir haraç olarak algılanmaktadır. Kimse kazandığı oranda vergilenmeyi doğal bir yurttaşlık görevi saymamaktadır. İşçiler ve memurlar gibi vergisi kaynakta kesilen kesimler dışında kalan yükümlüler, ancak kaçıramadıkları oranda vergi vermektedir.
Vergi vermeyen, vergisiz yaşamayı hak sayan bir toplumun kamu varlığının yağması karşısında, kendi malının yağmalandığını duyumsaması güçtür, neredeyse olanaksızdır.”(1)
Verginin tabana yayılmaması konusunda toplumumuz da yerleşik bir başka inanış ise; Vergi mevzuatı (Tebliğler, özelgeler, sirkülerler v.b.) özellikle karmaşık yazılır ki kimse bir şey anlamasın böylece bu kanunları, tebliğleri, sirkülerleri yazanlara daha fazla başvurulsun istenir düşüncesidir. Bu düşüncenin doğruluğunu kabul etmek elbette mümkün değil ama öyle mevzuatlar çıkıyor ki insanın inansı geliyor.
Maalesef vergi mevzuatı her gün her saniye bir değişikliği uğramaktadır. Bir anlamda “akşam bilgili yatıp ertesi gün cahil kalkmak” gibi bir durum, hem vergi mükelleflerini hem de verginin hesaplanması ve tahakkuk ettirilmesi fonksiyonunu üstlenen muhasebeci mali müşavirleri beklemektedir. Mevzuattaki sürekli değişim vergi yasalarını karmaşıklaştırmakta, vergi bilincinin yerleşmemesinde bir engeldir.
Sonuç olarak, ülkemizde henüz vergi gelirleri içerisinde kazanç üzerinden alınan dolaysız vergilerin oranı çok düşüktür. Harcamaların denetlenmesi, insanlara harcama kaynaklarının yani nereden buldun sorusunun sorulması verginin tabana yayılması için çok önemlidir.
Vergi mevzuatındaki karmaşıklığın giderilmesi için “Vergiyi tabana yayma” konusunda yapılacak en önemli düzenlemelerden, atılacak en önemli adımlardan birisi de, vergi mevzuatının sade, herkes tarafından aynı şekilde anlaşılabilir bir duruma getirilmesini sağlamaktır.
Ülke düzeyinde çözülmesi gereken sorunlar bir yana, “Vergi Haftası”; Ordu’da özellikle gerçekten amacına uygun ve verginin tabana yayılması için başarılı çalışmalar yapılarak kutlanmaktadır. Başta sayın Defterdarımız Erol Pişkin, Daire Müdürleri ve tüm çalışanlar birlikte güzel şeyler üretmektedirler. Ordu ilinde Vergi bilincinde yarattıkları farkındalıktan dolayı kutluyor kendilerini ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Ayrıca Ordu'da haftalık yayın yapan Haberci Gazetesi tarafından bu yıl 10'uncusu düzenlenen "Yılın En'leri" anketinde "Yılın Bürokratı" seçilen Ordu Defterdarı Erol Pişkin’i kutluyor, başarılı çalışmalarını kamuoyunun da ayrıca takdir etmesi ve onurlandırmasından mutluluk duyuyor ve başarılı çalışmalarının devamını diliyoruz.
Vergi Haftasının tüm meslektaşlarımıza, maliye camiasına ve tüm mükelleflere faydalı olmasını diliyorum…
(1)Ertuğrul Günay – Yeni Türkiye Dergisi , Eylül 2001