1800 lerden itibaren Avrupa'da Türk düşmanlığı yaygın hale geldi. En büyük düşmanlık Ingiltere'de 1860 yılında başladı.
1868 yılında Ingiliz Başbakanı Ewart Gladstone "Türkler, insanlığın insan olmayan numuneleridir. Türklerden kurtulmanın yegane yolu onları yeryüzünden silmektir" diyordu. Türkler hakkındaki bu düşünce, Avrupa genelinde kabul görüyordu.
1917 yılındaki Gazze Savaşını kaybeden Osmanlı, 1918 yılında Mondoros Mütarekesi ile silah bIraktı. Silah bırakan imparatorluk yıkılır. Osmanlı yıkıldı.
Avrupa Kulislerinde Gladstone'nın fikirleri tartışılmaya başlandı. Tartışma konusu "Osmanlı silah bıraktığına göre, Anadoludaki Türklerin nasıl yok edileceğine" yönelik idi.
İngiltere "Anadoluyu işgal edip, Türkleri sürgüne gönderse" Hindistandaki Müslümanlar isyan edebilirdi. İtalya ve Fransa "Yugoslavyayı" öne sürdüler. Yugoslav Kralını ikna edemediler. Yunan Kralını "mali ve teknik yardım vadiyle" ikna ettiler.
Ancak, Yunanlı General Metaxos "Osmanlının silah bırakması sizleri yanıltıyor. Türklerin görünmeyen orduları vardır" diye itiraz ediyordu. Yunan Kralı, General Metaxos'u görevinden aldı.
Paris dörtlüsünün uygulamak istediği karar, Gladstone'nin fikirlerinden başkası değildi. Paris dörtlüsü adıyla, tarihe geçecek olan bu kararın özü "Anadolu Türklerini yok etmek" idi.
Kararı uygulamak üzere 15 Mayıs 1919 tarihinde, Ingiltere, Fransa ve Italya destekli 300 bin kişilik Yunan Ordusu Izmire çıktı. Afyona kadar ilerledi. Türk Köylerindeki erkekler katledildi. Kadın ve kızların ırzına tasallut edildi.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsuna çıktı. Türklerin "görünmez ordularını, görünür hale getirdi ve Yunan Ordularını 30 Ağustos 1922 tarihinde bozguna uğratarak, 9 Eylül 1922 tarihinde Izmire Türk Bayrağını dikti.
Malesef, bu zaferin ne anlama geldiğini bilmeyen Türkler var. Halbuki bu zafer sayesinde Türkler, Anadoluda yaşama imkanına kavuştu. Anadoluyu ebediyete kadar sürecek yurt edindi.
Batı tarihçileri, konuyu çok iyi biliyor.
Ünlü Amerikalı tarihçi Prof. Justin McCarty "Atatürk olmasaydı,Türk belki Özbekistan'da olurdu, ama Trakya ve Anadolu'da kalamazdı. Anadolu'da ne Türk kalırdı, ne de Türkiye kalırdı. Mustafa Kemal, sadece ülkeyi kurtarmakla kalmadı, Türk neslini de kurtardı" diye yazıyor.
30 Ağustos Zafer Bayramınız Kutlu olsun.