1919 yılı Nisan ayında, Paris’in arka bahçelerinde, İngiliz ve Fransız diplomatlar Anadolu Türklerinin ''yok edilmesi konusunu'' tartışıyorlardı. Türkleri yok etme, edilemez ise Orta Asyaya sürgüne gönderme konusunda anlaştılar.
Doğrudan asker çıkarma konusunda tereddütleri vardı. Sonunda Yugoslavya Kralını ve Yunan Kralını kullanmaya karar verdiler.
Para ve askeri destek verilecek, Anadolu işgal edilecek Türkler yok edilecek, edilemez ise geldikleri yere, Orta Asya’ya sürülecekti.
Teklif, önce Yugoslav Kralına götürüldü. Yugoslav Kralı ''Osmanlının silah bırakmış olmasına aldanmayınız. Her Türkün evinde silah vardır. Orduları olmayabilir. Ancak, her Türk bir askerdir. Ordu kurmak Türkler için çok kolay. Organize bir millettir. Başımızı derde sokamayız...'' diyerek kabul etmedi.
Yunan Kralı Teklifi genel kurmayına taşıdı. Yunan Genel Kurmay Başkanı Metaxas ''Osmanlı'nın silah bırakması sizi yanıltıyor. TÜRKLERİN GÖRÜNMEZ ORDULARI VARDIR. Başımızı derde sokmayalım'' diyerek itiraz etti.
Fakat Yunan Kralı kararlıydı. Tarihe İkinci İskender olarak geçmek istiyordu. Gn. Kurmay Başkanını görevden aldı ve İngilizlerin teklifini kabul etti,
15 Mayıs 1919 günü 300 bin kişilik Yunan Ordusu İzmir sahilinden Anadolu’ya çıkarma yaptı.
İzmir Metropoliti Hrisostomos, Yunan Ordusunu karşıladı ve tarihe geçen söylemini dile getirdi. Dönemin İzmir Gazetelerinde detayı yazılıdır.
İzmir Metropoliti Hrisostomos ''Türk kanı içmek helaldir, ben de susuzluğumu gidermek amacıyla bir bardak Türk kanı içeceğim...'' diyerek Yunan Ordusunu kutsuyor ve karaya çıkan komutanın ayaklarını öpüyordu.
Aniden bir silah sesi duyuldu. Karaya çıkan Yunan Ordusunun bayraktarı yere düştü. İşgali kabul etmeyen Türk Yiğidi Hasan Tahsin ilk kurşunu atmıştı.
Panik halindeki Yunan Ordusu, İzmir Sokaklarında Türk arıyordu. Yakaladıklarını kurşuna dizdiler. Yunan askerleri ölüleri topluyor, Alsancak’tan denize atıyordu. Akıntı, cesetleri Karşıyaka sahiline taşıdı. Karşıyaka köylüleri, günlerce, denizden ceset topladı. İçlerinde 10 yaşında çocuklar olan 2152 ceset, kefensiz olarak Karşıyaka Mezarlığına defnedildi.
Kana susamış Yunan Ordusu, Anadolu içlerine hareket etti. 3 yıl 3 ay 24 gün süreyle, Ege Bölgesinde tarihte görülmemiş bir Türk katliamı gerçekleştirildi.
İzmirli, Hasan Tahsin anıtının yanından geçerken, çocuklarına acı tarihi anlatıyor. ''İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar'' türküsünü duyduğu anda, İzmirlinin heyecanı zirve yapıyor. 9 Eylül 1922 günü, zalimleri denize döken Ulu Önder Atatürk’ü minnet ve şükranla anıyor.
23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramınız kutlu olsun.