Barzani, 25. Eylül 2017 günü bağımsızlık referandumu yapacağını ilan ettiği zaman, yeni bir Amerikan planı olduğu tahmin ediliyordu. Amerikan desteği olmadan Barzani "bağımsızlık referandumu" yapamazdı. Nitekim, görünürde Amerika referanduma karşı çıkıyor olsa dahi, İsrail referandumu destekliyordu. Amerika uluslar arası hukuka uygun hareket etmek zorundaydı. İsrail ise uluslar arası hukuk tanımıyor, reel politika ile ilgileniyordu. Aslında Israil, Amerika'nın gayri meşru işlerini yapan kuvvetidir. İsrail, Barzani olayında bu rölü gayet güzel oynadı.
Amerika, Suriye'deki Kürt unsurlarını silahlandırıyor. Düzenli Ordu'ya dönüştürüyordu. Uluslar arası toplumun merakı, kurulan bu yeni ordunun kime karşı savaşacağı idi. Amerika'nın söylediği gibi hedef İŞİD olamazdı. Zira yeni kurulan bu Ordu İŞİD terör örgütü için gereğinden fazla donanımlı idi.
Planın gerisinde yatan gerçek sonradan ortaya çıktı.
Barzani'nin referandum kararını Irak Merkezi Hükümeti kabul etmeyecekti. Nitekim etmedi. Merkezi Hükumet kuvvetleri harekete geçecek ve Peşmerge'nin elindeki petrol yataklarını almaya kalkacaktı. Peşmerge, Irak kuvvetlerine karşı savaşacaktı. Yapılacak savaşta, Peşmergeye yardım etmek üzere, PKK kuvvetlerinin de katılımı sağlandı.
Peşmerge ve PKK kuvvetleri Irak Ordusu karşısında bir ya da iki gün dayanabilseydi, hazır kuvvet olarak bekleyen PYD, Amerikan hava kuvvetlerinin desteği ile müdahale edecek, Irak Ordusu püskürtülecek ve Suriye ile Irak Kürtleri bu vesileyle birleşecek. Büyük Kürdistan için ilk adım atılmış olacaktı.
Fakat hesap edilmeyen bir durum ortaya çıktı. Irak Ordusu karşısında Peşmerge ve PKK kuvvetleri silah bırakarak kaçtılar. Kaçışı gören Kürt halkı da Kerkük'ü terk etti.
Kaçışa Barzani bir anlam veremiyordu. İşler programlandığı gibi gitmiyordu. Sonradan anlaşıldı ki, Talabani Aşireti Irak Merkezi Hükumeti ile anlaşmış ve peşmergesini geri çekmiş. Talabani peşmergelerinin geri çekildigini gören diğer Peşmergeler de onlara katılmışlar. Tek kurşun atmadan, Merkezi Hükumet kuvvetleri Kerkükü teslim aldı.
Hesapta olmayan bu durum karşısında Amerika ne yapacağını bilemiyor. Bir kere daha Amerikan'ın Kürtler ile uygulamak istediği plan, kendi içerisinden fiyasko ile sonuçlanıyor.