Siyasi otorite "dolar bozdurun, paranızı altına yatırın" kampanyası başlattı. Bu yöntemler ile kurlar düşmez.
Altın hakkındaki söylemin "ekonomik gerçekliği" hiç yok. Türkiye altın ithalatçısı bir ülke. Altın satın alındığı zaman, altın ithalatı artar. İthalat arttığı zaman döviz talebi artar. Kurlar yükselir.
Vatandaş ya da kurumlar bankadaki "döviz tevdiat hesaplarında mevcut dövizi bozdurması" paranın el değiştirmesine neden olur. Havuzdaki suyu değiştirmez. Sadece havuzda (döviz piyasasında) çalkantı yaratır. Bu çalkantı bir süre sonra durulur.
Çünkü, kuru ödemeler dengesi bilançosunun aktif ve pasif hesapları tayin ediyor. Aktif ve pasif hesaplar ise ülkeye giren ve çıkan dövizlere göre tutuluyor.
Ülkede mevcut dövizlerin ülkede yaşayanlar (banka, şirket ve kişiler) arasında el değiştirmesinin ödemeler dengesi bilançosu ile alakası yok. Dolayısıyla kur üzerinde etkisi olmaz.
Sistemden soyutlanmış, yastık altına inmiş altın ve dövizin bankaya hesap açılarak yatırılması ise havuzdaki suyu çoğaltır. Döviz arzı olarak sonuç yaratır.
Keşke "dövizini ve altını bankaya yatır" kampanyası yapılsaydı.