Finans kesimi, para ve sermaye piyasalarını kapsıyor. Reel ekonomi ise fiilen üretimin yapıldığı alandır.
Finans kesiminin amacı, reel sektörün üretim ve yatırım amacıyla ihtiyaç duyduğu nakit sermayeyi yaratmak ve ihtiyaca hazır hale getirmektir.
Finans kesimindeki ilk görev bankalara düşüyor. Bankalar halkın tasarrufunu toplar ve üretici birimlere kredi olarak dağıtır. Daha çok para birikir ise, bankalar tüketicileri hedef alır. Esasen, hedef üreticiler olmalıdır.
Kapitalizmin burada bir çıkmazı var. Üretilen mallar satılamıyor. İşletmelerin kredi kullanımı düşüyor. Stoklar artıyor. Mecburen tüketicilere kredi veriliyor. Dolaylı olarak talep yaratılıyor.
Banka maliyetlerindeki artış ve bankacıların aşırı kar arayışları yüzünden, daha ucuz kredi sermaye piyasasını devreye sokuyor. İşletmeler önce tahvil satıyor.Tahvil alıcıları bankaların mevduata verdiği faizden daha çok getiri elde ediyor. Işletmelere paranın maliyeti daha da azalıyor.
Kredi bir noktada tıkanıyor. Bu nokta, işletmelerin kaldıraç gücü ile ölçülür. Öz sermayenin, kullanacağı belli bir kredi miktarı var. Daha fazlasıni kullanamıyor. Bu sınıra ulaşan işletmeler öz sermayeyi artırmak zorunda. Yeni hisse sendi satarak, ortak alıyor. Hisse senedi piyasası ortaya çıkıyor.
Türkiye, şu anda para ve sermaye piyasalarında sorun yaşıyor. Bu sorun, reel ekonomiye gecikme ile yansıyor. Zira reel ekonomi denildiği zaman üretim ve tüketim ilişkisi anlaşılır.
Finans kesimindeki krizden korkmayınız. Büyük ölçüde üretimi etkilemez. Ama yatırımı etkiler. Yatırımı dahi çok fazla etkileyeeğini sanmıyorum. Zira, üretim kapasitesi mevcuttur. Amortismanlar kadar, her zaman ve koşulda işletmeler yatırım yaparlar.
Genel denge kuralına göre, yatırıma gitmeyen tasarruf var ise, finanas kesimindeki kriz, reel ekonomiye geçmiştir.
Bu kuralın işleyişini test edelim. Gösterge değerler aşağıdaki formül ile ölçülüyor.
Bankaların toplam kredileri / Bankalardaki tasarruf Miktarı =X
X birden büyük olduğu sürece, yatırıma gitmeyen tasarruf yoktur.
X=2,4 trilyon / 2.1 trilyon= Birden büyük. Bu ifade, finans kesimindeki krizin reel ekonomiye yansımadığını gösteriyor.
Bu nedenle, reel ekonomide büyük sorunlar beklemiyorum.
Finans kesimindeki krizin gerçek nedeni, kendi içimizden ve yönetimdeki beceriksizlikten kaynaklanıyor. Ekonomik akıldan uzaklaşıldığı için, ülke "para ikamesi" sorununa yakalandı. Bu sorun kısa sürede çözmek çok zor. Ancak, ilacının TL mevduata yüksek getiri olduğu biliniyor.
Reel ekonomiye kriz inmediği sürece, istihdamda azalma olmayacaktır. Zira, Türkiye'de üretimi özel sektör yapıyor. Özel sektörün en önemli sorunu stoklardır. Stok artışı başladıgi zaman, özel kesim üretim yapmaz ve işçi çıkarır. İşte o zaman felaket başlar.
Önümuzdeki günlerde, iç piyasaya yönelik üretim yapan özel kesimde stok artışı olabilir. Şimdiden tedbir almak gerekiyor.