Okuma ile sorunu olan milletiz. Yazılanı okumuyor, okusa dahi anlamıyor. İçinden bir kaç kelime çekip, siyasi mana ve sonuç çıkarıyor.
Masuniyet Karinesi konusunda yazı yazdım. Belli ki ilk defa duymuş. Olabilir. Herkes ceza hukuku konusunda uzman değildir. Madde veriyorum. Türk Ceza Yasası birinci madeyi okuyun, diyorum. Okuma zahmetinde dahi bulunmuyor. Olayı, siyasi boyuta çekmek için elinden geleni yapıyor.
Neden, siyasete bu kadar önem veriliyor?
Amerikada bulunduğum yıllarda dikkatimi çekmiş idi. Siyaset, insanların ilgi alanını oluşturmuyordu. Genellikle, askerlik yapmış savaş gazileri siyasetle ilgileniyordu. Herkes, işinde gücünde para kazanma peşindeydi. Türkiyeye geldiğimden beri, etrafıma bakıyorum herkes siyaset tartışıyor. İnsanlar birbirlerini siyasi görüşleri ile tanımlıyor.
Her olayda olduğu gibi ekonomik nedeni olmalıydı.
- Bahçemde bekçilik yapan şahıs, her iki kelimesinde AKP diyor. Partiyi övüyordu. Sonunda anladım ki, kendisi, karısı ve çocukları Parti Üyesi imiş. Parti onlara çeşitli olanaklar sağlıyormuş.
Benim gençliğimde de vardı. Dursun Atinkaya diye bir komşumuz vardı. Ecevitçi idi. Ecevit şapkası takar. Her yerde Eceviti överdi. Sonradan farkına vardım. Ecevit, Dursun Atinkayanın oğlunu Askerlik Şubesine memur yapmıştı.
Bakanlıkta beraber çalıştığımız Müfettiş abimiz vardı. Sürekli Adalet Partisini överdi. Adalet Partisinden Ordudan vekil adayı oldu. Kazanamadı. Ama, Süleyman Demirel onu Müsteşar yaptı.
Sonuç itibariyle, insanlar devletten menfaat temin etmek amacıyla siyaset yapıyor. Menfaatin, para yardımı, memur atanması, kadro kazanılması sonucu değiştirmiyor. Çıkarı olanlar partiye toz kondurmuyor.
Siyasetten ekonomik çıkar bekleyen insanın, memleket umurunda olmuyor. Ben ülkem için yazılar yazıyorum. Yazılarımı, kendi siyasi görüşü açısından okuyup farklı anlam çıkarıyor. Ya da okuduğunu anlamıyor.
Şu gerçeği herkesin bilmesi lazım. Siyaset, üst yapı kurumudur. Sonucu değiştirmez. Birilerinin ''ülke kritik dönemeçten geçiyor, biz olmaz ise felaket gelir'' söylemlerine inanmayın. Aynı söylem 1970 lerden beri seçim zamanlarında tekrarlanıp duruyor.
Ünlü Sosyolog Maurice Duverger'in dediği gibi ''Her toplum layık olduğu yönetim ile idare'' ediliyor.