Her koşulda, savaşın olumsuz sonuçlar yarattığı biliniyor. En kötü barış, kazanılmış savaştan daha yararlı sonuçlar getiriyor. Buna rağmen, Dünya, savaş için milyarlarca dolar yatırım yapmak üzere hazırlanıyor. Almanya, önümüzdeki yıl silah sanayine 100 milyar dolar yatıracağını açıkladı. Rusya, gelirini savaş için harcayıp duruyor. Amerika'nın askeri harcamaları trilyon doları geçiyor.
Daha da kötüsü ''benim silahım daha iyi öldürüyor'' söyleminin kabul görmesidir. Daha çok insan öldüren silah ile övünen insan oğlu, çıldırmış olmalı. Savaş çığırtkanlığı yapıyor. İşin ilginç tarafı, 3. dünya savaşı gerçekleştiği taktirde, Homo Sapiens olarak tanımlanan şimdiki insan soyunun sonlanacağı hesaplanıyor.
Akıllı ve gelişmiş bir zeka, kendi soyunun sonunu getirecek bir savaşı kabul etmez. Neden, insanoğlu, kendi sonunu getirecek savaş için hazırlanıyor?
Bu sorunun tek bir cevabı var. İnsanoğlunun zeka seviyesi giderek geriye doğru evrimleşiyor. Ortalama IQ 80 lerin altına düştüğü zaman, zeka seviyesi maymun ile eşitleniyor.
Son yıllarda yapılan araştırmalarda, IQ seviyesinin 90 ların altında olan insan sayısının giderek arttığı saptandı. Diğer bir değimle, her gelen yeni kuşağın IQ seviyesi düşüyor. Bu düşme, insanın geriye doğru evrimleştiği anlamına geliyor.
Bu konuda Rahmetli Ertuğrul Ertekin arkadaşım beni uyarmış idi. Rahmetli ''Hocam, insanoğlu geriye doğru evrimleşiyor'' demişti. Son günlerde, etrafıma bakıyor ve onun söylediklerinin doğruluğunu gözlerimle görüyorum.
İnsan soyunun, ilkel ataları seviyesine doğru gerilemesi yeni değil. Sümer Metinlerinde bu konu işlenmiş. Doğruluğu tartışılabilir. Ancak, hikayeyi bir kere daha gözden geçirmekte yarar var.
Niburu adlı gezegenden, insana benzeyen yaratıklar dünyaya geliyor. Amaçları dünyadaki altını toplayıp Niburuya götürmek. Niburunun atmosferi bozulmuş. Altını toz haline getirip, gezegenlerinin atmosferini onarıyorlar. Bu iddia mantıki geliyor. Zira, toz altın belli bir yüksekliğe çıkınca, ağırlığı sıfırlanır ve örtü gibi görev yapabilir. Manyetik etkisi de olmayacağı için, atmosfer gibi işlev üstlenebilir.
Niburulular, Dünyaya indiklerinde, sudaki altını kolayca toplayıp götürüyorlar. Karadakine gelince işleri zor. Getirdikleri Niburulu işçiler Dünya koşullarına uyamıyor. Çalışamıyorlar ve isyan ediyorlar. İşçiye ihtiyaç var.
Gelenlerin başındaki komutan ENKİ ''Dünyada mevcut kolları bacaklarından uzun canlıyı işçiye dönüştürmek için izin talep'' ediyor. Önce ''Baba Tanrının işine karışma olur'' diyerek ret ediliyor. Ancak çaresiz kalınca ''Kolları bacaklarından uzun canlıyı işçiye dönüştürmek üzere uzman'' gönderiliyor.
Niburulu uzman şifacı ''Dünyadaki kolları bacaklarından uzun canlıya, kendi genlerinden ekleme yaparak'' çalışacak işçiye dönüştürüyor. Yeni yaratık, konuşamıyor, söyleneni yapıyor, işçi sorunu çözülüyor. Binlerce yıl bu yeni yaratık sayesinde ''dünyadaki altınlar toplanıyor'' ve Niburuya taşınıyor.
Bir süre sonra, işçiye dönüştürülen yaratık geriye doğru evrimleşmeye başlıyor. Kolları bacaklarından uzun atalarına dönüşüyor. Tekrar bir müdahale yapmak ihtiyacı doğuyor. Müdahale sonucunda ADAPA diye tanımlanan başka bir canlı ortaya çıkıyor. Adapa akıllı, konuşuyor, düşünüyor... Kutsal kitaplarda ADAPA, ADEM olarak tanımlanıyor.
Şu anda, Adapa (Adem'in) soyunda meydana gelen ''Geriye Doğru Evrimleşme'' önlenemez ise, dünya yine eski yaşamına geri döneceğe benziyor.