İstanbul mübarek bir şehirdir. Zengin yaratır.
İstanbul'da ticaret ve sanayi yoluyla para kazanmak zordur. Zor kazanılan para kolay harcanmaz. Kolay zengin olanlar ise mutlaka İstanbul'a gelir.
Kolay para kazanmanın kaynağı devlettir. Devlete yakın olan bürokratlar, müteahhitler, bankacılar ve siyasiler kolay para kazanırlar.
Zenginliği saklamak zordur. Yeni zenginler kendini belli eder. Yeni zenginin ilk işi lüks araba almaktır. Eskiden mercedes moda idi, şimdilerde Ferrari, Bentley gibi milyon dolarlık arabalar ve jipler moda oldu. Eskiden Kadıköy'de lüks daire almak moda idi, şimdilerde residanslar tercih ediliyor.
Siyasi iktidar zengin yaratıyor. Geniş halk kitlelerinden toplanan kaynaklar müteahhitlere, bankacılara, iktidara yakın atanmışlara ve seçilmişlere aktarılıyor. Bu durumu İstanbul sokaklarında ve aliş-veriş merkezlerinde görmeniz mümkün.
Son on beş yıldan beri, siyasi otoriteye yakın olan kadınlar baş örtüsü takıyor. Az ya da çok devlet imkanlarından istifade edenlerin simgesi, baş örtüsü oldu.
Başı örtülüler önceleri küçük arabalara biniyor ve tesettürlü elbiseler giyiyordu. Son yıllarda arabalar hızla büyüdü. Bir milyon lirayı aşan değerde büyük cipleri, artık baş örtülü kadınlar kullanıyor. Kendilerine öyle güven geldi ki, cipleri hoyratça kullanıyorlar.
İstanbul'a lüks AVM'ler açıldı. Doktorlar yürümeme mecburiyet getirdi. Mecburen soğuk günlerde, AVM'lere gidiyorum. Bir saat yürümeye çalışıyorum.
Dikkatimi lüks mağazalar çekti. Müşterilerinin tamamı baş örtülü kadınlar. Esnaf onlara büyük itina ve saygı ile yaklaşıyor. Belli ki para onlarda.
Şimdiki baş örtülü kadınlar, on yıl öncekilere benzemiyor. Baş örtüsü bir tuhaf olmuş. İpekten olduğu belli. Sadece başın örtülü olduğunu gösteriyor.
Başı örtülü, fakat dar pantolon giymişler, ipek elbiselerinden vücut azaları görülüyor. Hepsinin elinde ithal malı pahalı çantalar var. Kollarında su yolu denilen pırlanta takılar ile roleks saat taşıyorlar.
Bü günlerde başörtülüler, zenginliklerini saklama ihtiyacı duymuyor. Pahalı arabaları, giyim-kuşamları ve takıları ile fakir halka gösteriş yapıyor. Siyasi iktidarın yeni zengineleri, markalı tüketimde birbirleri ile yarışıyor.
Geniş halk kitleleri ise et ve ekmek kuyruğunda sıra bekliyor.