Kadının toplum içerisindeki yeri, o milletin gelişmişlik aşamasını gösteriyor.
Toplumun gelişmişlik aşamaları, üretimin ulaştığı seviye ile belirlenir. Bu aşamalar; tarım, sanayi ve bilgi toplumdur. Her aşamada, kadının ekonomideki yeri değişiyor.
1. Tarım Toplumu ve Kadın;
Türkler hariç, tarım üretimi aşamasında kadın, ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutulmuştur. Eski Yunan ve Mısır Medeniyetinde, kadın ikinci sınıf insan muamelesi görüyordu. Yunan siteleri kadına seçme ve seçilme hakkı vermiyordu.
Tarım toplumunda, kadına ikinci sınıf muamele yapılmasının nedeni nüfus artışıdır. Tarımsal üretim, nüfus arttığı zaman artıyor. Nüfus ise kadının doğuracağı çocuk sayısına bağımlı.
Tarım üretim aşamasında, nüfus arttıkça, ücretler düşüyor. Toprak rantı artıyor. Topraktaki rantı paylaşan siyaset adamları, aristokratlar ve din adamları nüfusun artması yönünde, sosyolojik (din dahil) kurallar oluşturuyor. Zira kadın ikinci sınıf insan sayılmadan, doğum makinesine dönüştürülemiyor.
Araplar ve Türkler tarım üretim aşamasında kadına farklı davranıyordu. Türkler kadını baş tacı ederken, Araplar kadına hayvan muamelesi yapıyordu. Bu gelenek kırılamadan günümüze kadar gelmiştir.
Araplar neden kadınlara kötü davranıyordu?
İslamiyet dünyaya gelmeden önce Kabe'de putlar vardı. Bu putlar Lat, Manat, Uza gibi tanrıları temsil ediyordu. Araplar, putların içinde bulunduğu Kabe'yi, 7 kere döner ise Hacı oluyor ve gelecek yıl "para, sağlık ve iktidar sorunu yaşamayacağına" inanıyordu.
Mekke Halkı "Hacılığa gelen Araplar" sayesinde yaşıyordu. Onlara hizmet veriyor ve para kazanıyordu. En çok para getiren hizmet kadın pazarlamak idi. Kadınların sefaleti, Arap milletinin doğan kızlarını öldürmeye kadar götürmüştür.
Kuran ile kadın ayağa kaldırılmış ise de, eski Arap geleneği kırılamadı. Nitekim Kuran'ın verdiği haklar sınırlı kaldı. Kuran "iki kadının şahadetini bir erkek ile eşit sayıyor, kadına mirastan az pay veriyor, kadının cariye olmasına izin" veriyor.
Türklerin Kadını üstün saymaları, Müslümanlığa geçtikleri 934 yılına kadar devam etti. Bu tarihten itibaren Arap kültürünün etkisinde kaldılar. Ancak, Suriye, Irak ve Kuzey Afrika Halkları gibi tam anlamıyla Araplaşmadılar.
Türkler kadını baş tacı etmişlerdir. Eski Türklerde, kadından yönetici, Tomris Hatun gibi komutan oluyordu. Türkler "evin direği kadındır" diyordu. Anadolu'da "yuvayı dişi kuş yapar" atasözü geçerliliğini sürdürüyor.
Arap etkisine rağmen eski Türk gelenekleri, Orta Asya ve Anadolu'da yaşayan Türkler arasında devam ediyor.
2. Sanayi Üretim Aşaması;
Sanayi üretim aşamasında, ekonomik büyüme sermayedeki artışa bağlı olarak gerçekleşiyor. Daha çok sermaye biriktiren (fabrika yapan) toplum ileri gidiyor. Tarım toplumundaki, kadının ekonomik büyümedeki rolü sonlanıyor.
Daha da önemlisi sanayi iş yeri arttığı için, kadın üretime katılıyor ve para kazanıyor. Para kazanan kadın ekonomik özgürlük elde ediyor. Ekonomik özgürlük kadının toplumdaki yerini erkek ile eşitlemeye yetiyor.
3. Bilgi Toplumu:
Bilgi toplumunda kadın öne geçiyor. Bu durumu Batı ülkelerinde görüyoruz. Bilgi toplumu ile birlikte, kadın üretim ve yönetimde daha aktif yer alıyor. Ancak kadını öne geçiren neden, cinsiyetten kaynaklanıyor.
Bilgi toplumunda kadın "kimden çocuk yapacağına" kendisi karar veriyor. Klasik değer yargıları tamamen değişiyor.