Avrupa'nın NATO’ya ihtiyacı kalmadı. Varşova Paktı sonlanınca, Rus tehlikesi ortadan kalktı. Avrupa ''kendi kaderini kendisi tayine etme'' peşinde. ''Avrupa Savunma ordusunu'' kurmaya çalışıyor.
NATO’nun yaşıyor olmasının gerisinde, Amerika var. Amerika, kendi çıkarı için NATO’yu yaşatmak zorunda. Bu mecburiyeti aşağıdaki gibi açıklamak mümkün.
1. Amerika düşman yaratmadan, ülkesinde asker toplayamaz. Askeri yatırımlara meşruiyet kazandıramaz. Silah sanayini ayakta tutamaz. Amerikan Halkı ''Bana ne dünyanın ötesinden'' diyor. Askere gitmiyor. Normal koşullarda, mecburi askerliği, Amerikan Halkına kabul ettirmek mümkün değil. Paralı askerler, maceraperest ve işe yaramaz akılsızlardan oluşuyor. Amerika askeri sahada kaldıraç gücü kullanıyor. Az bir asker ile, dünya çapında muazzam bir NATO Ordusunu kontrol ediyor.
2.Amerika, ekonomik büyümesini silah sanayine borçlu. Silah sattıkça ekonomisi büyüyor. Silah sanayinin teknoloji üretmek gibi bir işlevi de var. Kullandığımız İnternet, GSM teknolojileri askeri amaçla üretilmişti. Başka yüzlerce buluş var. Bu buluşların finansmanı, askeri malzeme satışından karşılanıyor. NATO ihtiyacı adı altında, yeni teknolojik silahların finansmanı, NATO üyeleri tarafından yapılıyor.
3. Dolar Dünya Parası olarak kullanılıyor. Bu kullanımın ekonomik kazancını Amerika elde ediyor. Covit 19 salgını ''ulusal paralar ile ticaret yapalım'' tartışmalarını, sona erdirdi. 124 ülke IMF kapısında dolar üzerinden borç almak için sıra bekliyor. Doların egemen para olarak kalması için, uluslar arasında geçerli bir güce ihtiyaç var. Nato sayesinde az bir kuvvet ile, Amerika, bu gücü sağlıyor.
4. Uzak Doğuda yeni bir ekonomik güç olarak Çin ortaya çıktı. Çin, Kuzey Koreyi kullanarak, Amerika’ya korku salıyor. Bu yeni korkunun, dünyada yaygın hale gelmesinden Amerikan Devleti memnun. Halklar, güçlü bir askeri donanım için ikna edilmiş oluyor. Yeni düşman, NATO’nun yaşamasına olanak tanıyor.
5. İkinci Dünya Savaşından sonra, Batı diye tanımlanan bir kavram ortaya çıktı. Bu kavrama, Avrupa ve Kuzey Amerika yanında Japonya ve Güney Kore de yer alıyor. Batı ekonomileri birbirlerine entegre oldular. Biz de, uzun yıllar Natoda kalmamız nedeniyle, bu ekonomik entegrasyona dahil olduk. Ekonomik entegrasyonun, ham ve yardımcı madde tedariki gerekiyor. Bunların başında petrol var. Orta Doğu petrollerinin Avrupa ve Japonyaya güvenli bir deniz yoluyla taşınması gerekiyor.Bunun için kuvvetli bir istihbarata ve donanmaya ihtiyaç var. Amerika kaldıraç gücünü kullanarak, bu işlevi NATO’ya yaptırıyor.
6. Amerikan emperyalist bir ülke. İşlevini dolar ile yerine getiriyor. Doların uluslararası geçerli para olması, dolara talep yaratmaya bağlı. Bu amaçla ''Petrol dolar ile satılır'' kuralını uyguluyor. Bu uygulamanın uluslararası hukukta yeri yok. Ancak, uluslararası hukukun önemli bir kuralı var. ''Kuvvet hakkı'' belirliyor. Bu amaçla az bir kuvvet ile NATO’yu kullanıyor.
7. Amerika ''KONTROLLÜ KARGAŞA'' siyaseti uygulamak zorunda. Bu nedenle, hiç bir uluslararası sorunu çözmüyor.. Kontrolünde olacak yeni sorunlar yaratıyor. Kargaşa ve kriz olduğu zaman riskler artıyor. Artan riskler uluslararası toplumun dolar talebini artırıyor. Karşılıksız kağıt para niteliğineki dolar, uluslararası geçerli para oluyor. Bunu sağlamanın yolu, NATO gibi kuvvetli bir gücü ayakta tutmaktan geçiyor.
8. Emperyalist güç, kendine karşı çıkacak yeni güce izin vermez. Antik İran'da böyle idi. Persler ''Eyaletlerin (satrapların) askeri gücünü merkeze karşı koyacak düzeye gelmesine izin vermezlerdi. Kural değişmeden bu güne geldi. Amerika askeri gücüne karşı çıkacak yeni bir güce izin vermez. NATO içerisinde birden çok devlet, yeni bir askeri güç yaratacak ekonomik yapıda. Bu nedenle, onların gücünü NATO içerisinde nötralize ediyor.