Nüfus azalması ile birlikte devletlerin çöküşü de yaşanıyor. Bu konuda çok araştırma yapılmış. Batı, telaş içerisinde. Ancak, düzensiz göçmen sorunu nasıl çözülecek bilinemiyor.
Türkiye düzensiz göçmen sorunu yaşıyor. Düzensiz göçmen ile düzenli göçü ayırmak gerekir.
Düzenli göçmen har açıdan yararlıdır. Ekonominin talep ettiği iş gücünü hazır olarak elde eder. Çalışma yaşına kadar, hiç bir bedel ödemeden yetişmiş insan gücünü hazır alır. Örneğin, 1960 yılında çalışmak amacıyla Almanya’ya giden Türkler düzenli göçmen idi. Almanyanın kalkınmasına büyük katkıları olmuştur.
Amerika, düzenli göçmen alır. Her yıl piyango adı altında yetişmiş insanları ülkesine kabul eder. Algoritması çok basittir. Ana-baba üniversite mezunu olacak en az bir çocuklu olacak. İki cocuklu olanı algoritma öne geçiriyor.. Amerikanın gözü ana-babada değil, çocuklarda. Bilir ki, eğitimli ana-baba çocuklarını Amerikada eğitecek ve onlar Amerikalı olacaklar.
1924 yılında, düzenli göç Türkiyeden dışarı doğru oluştu. İngiltere, Türkiye nüfusu ile Yunanistan nüfusunu eşit tutmak istiyordu. Bu nedenle, Türkiyedeki Hristiyan Türklerin Yunanistana göçünü destekledi. Türkiyeden Yunanistana, çoğunluğu Peçeneklerden oluşan 1,5 milyon Hristiyan Türk gönderildi. Ancak, İngiltere amacına ulaşamadı. Türkler artmaya devam ettiler. 1924 de 10 milyon civarındaki Yunan nüfusu 12 milyonda kaldı. Türkiye 85 milyonu aştı.
Türkiye düzenli göç alan bir ülke değildir. Mazlum Türklerin sığınağıdır. Osmanlı imparatorluğunun geniş coğrafyasında yaşayan Türkler, Cumhuriyet ile birlikte Anadoluya akın-akın gelmişlerdir. Onlar göçmen değil, özü Türk olan insanlardır. En çok Balkanlardan geldiler. Kerkük ve Musuldan geldiler.
Düzensiiz göç sorun yaratır. Bu sorunu, Suriyeliler ile yaşıyoruz. Uluslararası Hukuka göre, Suriyeden ülkemize gelenler sığınmacı olarak kabul ediliyor. Sığınmacıdan maksat, geldiği ülkedeki sorunlar giderildiği zaman geri gönderilecek inanlardan oluşur. Bunlar göçmen sayılmıyor. Bir şekilde Suriye düzelecek ve Türkiyedeki Suriyeliler geri gönderilecekler.
Suriyeliler konusu, siyasete malzeme yapıldı. Siyasete malzeme olunca, abartı önlenemiyor. 13 milyon Suriyeli deniliyor. Halbuki sayıları 3 milyon altı yüz bin kişidir. 500 bini Suriyenin Kuzeyine gönderildi. Bir milyon için geri gönderilme çalışmaları yapılıyor.
Sığınmacıların, uzun vadede dahi olsa, mülteci hukuku ile alakaları yok. Onlar göçmen değiller. Sığınmacılar. Sığınmacıdan doğanlar da sığınmacı sayılıyor. Bir şekilde geri gönderilecekler.
Türkiye, Doğu ile Batı arasında Transit ülke. Türkiyedeki düzensiz göçmenlerin çoğunluğu yerleşmek üzere Türkiyeye gelmiş değiller. Onların hedefinde Batı var. Kapıları açtığımız gün, tamamı ülkeyi terk etmeye hazır bekliyor. Batı bunu bildiği için, Türkiye ile ''GERİ KABUL ANLAŞMASI'' yaptı. Şimdilik bu anlaşma hükümlerine göre transit göçmenler ülkede bulunuyor. Düzensiz göçmenlerden, yakalananlar ülkelerine gönderiliyor. 2022 yılında 280 bin düzensiz göçmen ülkelerine gönderilmiş. Her gün yakalanan, gönderilmeye devam ediyor.
Türkiye açısından, siyasilerin abartarak sunduğu, diğer bir göçmen sorunu daha var. Afganistandan gelenler. Afgan diye bir millet yoktur. Afganistanın adı, AŞAĞI TÜRKİSTAN idi. Türklerden nefret eden İngilizler, nerede Türk ismi var yok etmeye çalıştılar. Bin yıldan beri Hindistanı idare eden Türkleri, yok sayıp Moğol dediler. Halbuki Babür Devletinin kurucusu Babür Han Emir Timurun torunu idi. Aşağı Türkistanın ismini de Afganistan diye değiştirdiler.
Afganistanda üç millet yaşar Sünni Müslüman Türkler. Bunlar Özbek ve Türkmen kökenlidir. Hazaralar. BunlarAlevi Türkmenlerdir. Bir de Peştunlar var. Peştunlar, Büyük İskender ve komutanı Selucide döneminden kalma Makedonlar olup, Sünni Müslüman olmuş insanlardan oluşur. Afganistanda yaşayan Peştunalrın sayısı, Pakistandan azdır. Peştunlar, Türkiyeye gelmezler. Gözleri İrandadır. Peştunlar ve Sünni Özbekler ile Türkmenler ahenkli yaşıyor. Sorun Hazaralardadır. Hazaralar Alevi olduğu için anlaşamıyorlar. Göç ediyorlar. Hedeflerinde Türkiye var. Yıllardan beri Hazaralar Türkiyeye geliyor. Çobanlık yaparlar. Mandıralarda çalışırlar. Sayıları 700 bine ulaşmış.
Her yıl Ordudaki fındık bahçemi, koyunculara kiraya veririm. Kira bedeli iki kilo civarında peynir. Amacım, koyun bahçede otlasın ve gübre bıraksın. Sürü sahipleri, Afgan çoban kullanırlar.
Türkler çobanlık yapmıyor. Kürtler de vaz geçtiler. Vanda kurulan çoban pazarında her yıl çobanların sayısı azalıyor. Afganları beğenmeyenler, et ve süt fiyatlarındaki artıştan şikayet edemez.