Siyasi iktidarlar seçim ekonomisi uygular. Seçim ekonomisi uygulandığı zaman bütçe kaynakları zorlanıyor. Daha az vergi toplanıyor ve daha çok harcama yapılıyor. Bütçe açık veriyor.
Bütçe acık verdiği zaman, ilave vergi ve zamlar geliyor. Enflasyon yükseliyor. Devletin gelir olarak aktardığı kaynaklar, fiyat artışlarını dahi karşılamaz oluyor. Yeni denge eskisinden daha yüksek fiyat seviyesinde kuruluyor.
Erken seçime karar verildiği zaman, seçim ekonomisine girilmeden sonuca gidileceği düşünmüş ve ekonomik açıdan, erken seçimi olumlu bulmuştum. Ancak, Hükümetin dünkü açıklamaları, seçim ekonomisine geçildiğini gösteriyor.
Her ülkenin sınırlı ekonomik kaynakları vardır. Bu kaynakları, har vurup harman savurduğunuz zaman karşınıza enflasyon ve yüksek faiz çıkar. Bedelini halk öder.
Devletin söz verdiği harcamalar ve vergiye yönelik tavizler bütçeyi doğrudan ilgilendiriyor. Bütçeye bir göz atalım ve ülkenin ekonomisinde meydana gelecek sonuçları görelim.
2018 yılı bütçesinin gelir hanesi 696,8 milyar lira, gider hanesi 762,8 milyar lira olarak yasaya bağlandı. 2018 yılı bütçesi 66 milyar lira açık veriyor.
Hükumetin söz verdiği harcamalar ilave edildiği zaman açık 100 milyar lirayı geçiyor. Açık, bütçenin yüzde 13 üne ulaşıyor. Milli hasılanın yüzde 3 üne yaklaşıyor. Böyle bir gösterge ekonomide, beklen enflasyonun yükseleceğine işaret sayılır.
Bütçe açığı nasıl karşılanacak?
Vergi ve zamlar artırılacak. Bu yol büyük ölçüde kapandı. Zira devletin payını daha fazla artırmak, yatırımlara engel olabilir. Açığın finansmanı borçlanma ile karşılanabilir. Sermaye ve para piyasasından borçlanmak, faizleri yükseltecek ve özel sektöre daha az fon kalmasına neden olacaktır.
Daha az fon, yatırımların yapılmasında sorun yaratacak ve ekonomik büyüme hızı düşecektir. Eksik istihdam seviyesi yükselecektir.
Bütçe açığı ve cari açık aynı zamanda oluştuğu zaman ekonomide sorunlar başlıyor. Bir diğer önemli gösterge ise Döviz Tevdiat Hesaplarıdır. TDH ların toplam mevduat içerisindeki oranı yüzde 50 yi geçmesi halinde sorun derinleşiyor. Bankalarda, TDH'ların oranı yüzde 46 civarında seyrediyor.
Ekonomik göstergeler, popülist politikaların ekonomiyi zora sokacağını gösteriyor.