Merkez Bankası biraz önce "politika faizini" 6,25 puan artırdı. Bundan böyle Merkez Banaksı bankaları yüzde 24 faiz haddi ile fonlayacak.
Yazılarımı takip eden arkadaşlarım hatırlar. Bir önceki PPK toplantısında bir puan artış yetiyordu. Piyasaya kulak vermediler. Gereksiz yere sorun yaşadık. Bir puna artırılarak sorun çözülme imkanı var iken, 6,25 puan gibi şok bir artış yapılmak zorunda kalındı.
MB'nin faiz artış kararı sonunda, piyasa faizi ile politika faizi arasındaki denge kuruldu.
Şimdi ne olacak ?
Piyasaya güven geldi. Sermaye sahipleri "serbest piyasa koşullarına" Hükümetin uyacağına ikna oldular. Zira, gerekli olduğu halde faiz silahını kullanmayan bir Hükümetten "idari tedbirler ile sermaye akımlarına müdahale" beklenir. Bu beklenti sonlandı. Korku nedeniyle, sermaye çıkışı duracaktır.
Libor'a göre reel faizlerin pozitif seyretmesi, sermaye akımlarının yönünü değiştirecektir. Burada ilk göreceğimiz etki, Borsa İstanbul'da gerçekleşecektir. Zira Borsa İstanbul, güvenlik hassasiyeti nedeniyle çok düştü. Dolar bazında düşüş yüzde 75 leri buluyor.
Menkul Kıymetler Borsaları birbirine entegredir. Bu entegrasyon, çok geçmeden Borsa İstanbul'un ucuz kaldığını fon yöneticilerine fark ettirir. Borsaya sermaye girmeye başlar. Sermaye girişi ile birlikte borsa endeksi hızla yükselecektir. Sermaye girişinin neticesinde, kurlar daha da aşağı düşecektir.
Daha da ilgincini, finans piyasasında faizlerdeki düşme ile yaşayacağız. Zira fon girişi, ödünç verilebilir fon arzını artıracaktır.
Fiyatlar genel seviyesindeki aşırı artışın durması mümkündür. Hükümete görev düşüyor.