Askeri, siyasi ve ekonomik akıldan yoksun bir hareket ile siyasal egemenlik kazanılamaz.
-PKK "askeri akıldan" yoksun.
PKK meydanın boş bırakıldığını kendi gücünden zannetti. Yol kesti, daglarda stratejik konumlara yerleşti.Türk Askeri boşluğu çok iyi değerlendirdi. PKK'nın nerelerde konuçlandığını en ince noktasına kadar tespit etti. 2000 yıllık askeri tecrübenin böyle bir strateji yaratacağını zavallı PKK aklı kavramaktan çok uzak. Son hareket ile ülke içerisinde sığınaklarda saklanan PKK mensuplarının imha edildiğini sosyal medyadan görüyoruz.
-HDP siyasi akıldan yoksun. Kazanarak kaybettiğinin farkında değil.
Son seçimlerde Kürt Halkı koruyucusu AKP iktidarına oy vermeyerek seçim sadakati göstermedi. Aralarındaki örtülü ittifak sona erdi. Zira, 13 yIldan beri AK Parti "Kürt Oyları" sayesinde iktidar oluyordu. AK Parti Siyasi İktidarı karşılığını Kürtlere fazlasıyla ödüyordu. İktidarın gücünü "sosyo-ekonomik amaçlarla " Kürtler lehine kullanıyordu.
Karşılıklı bu menfaat ilişkisi son seçim ile bozuldu. Bu ittifakın bozulduğunu HDP fark edemiyor.
-Kürt Entelektüeli "ekonomik konjonktürü" okumaktan aciz.
Türkiye BATI ekonomisine entegre oldu. Ekonomik Entegrasyonun bu seviyeye ulaşacağını Batı dahi beklemiyordu. Gümrük Birliği ile ortaya çıkan entegrasyon "kuruluş yeri teorisini" harekete geçirdi. Bu teoriye göre yatırımlar karlı olan bölgelere kayıyor. Türkiye'deki ucuz emek Batı Sanayini karlı hale getiriyor. Başka türlü Çin'deki ucuz emek ile Batı Endüstrisi mücadele edemiyor.
Son yıllarda gelişen bu ekonomik konjonktür sonunda Batıdaki emek yoğun endüstri Türkiye'ye aktı, yerleşti ve üretim yapıyor. Türkiye emek yoğun üretim üssüne dönüşüyor. Bu dönüşüm Türkiye'de SİYASİ İSTİKRAR talep ediyor.
Batı'nın siyasi ve ekonomik istikrar talebini Kürt Entelektüeli okuyamıyor.
Siyasi, ekonomik ve askeri akıldan yoksun hareket hüsran ile sonuçlanıyor.