Fiyatlar her gün artıyor. Fiyatlar arttıkça, satınalma gücü düşüyor. İnsanımız gerçekten rahatsız. Bu rahatsızlığın ekonomik nedeni, ALMA=VERME dengesinin bozulmasından kaynaklanıyor.
Ekonomiyi serbest bırakırsanız, alma-verme dengesi kendiliğinden kurulur. Çünkü, ekonomi olmayanı veremez. Devleti kullanarak vermeye kalktığınız zaman, karşınıza enflasyon çıkar.
Kimler ekonomiye katkı yapmadan, ya da katma değer üretmeden ekonomiden pay alıyor?
Sıralayalım;
1. İmamlar. İmamların ekonomiye katkıları yoktur. Diyanet kadrolarının 200 bini aştığı söyleniyor. 200 bin kişi ekonomiye hiç katkıları olmadan maaş alıyor.
2. Emekliler. Prim ödeyenler için emeklilik haktır. Ancak, her toplumun emekliye ödeyeceği bir fon vardır. Bu fon, 4 kişi çalışacak bir emekliye bakacak şeklinde ölçülmüştür. Emekli sayısı 16 milyona ulaştı. Çalışan sayısı 32 milyon. 2 kişinin yarattığı katma değer, bir emekliye bakamaz. Nitekim emekliye verilen ilave her kuruş enflasyon yaratıyor.
3. Gereksiz memurlar. 2002 yılında kamuda çalışan sayısı 2 milyon civarındaydı. Şu anda 5 milyonu aşmış durumda. 3 milyon memur, katma değer yaratmıyor. Fakat ekonomiden pay alıyor. Katma değer üretmedikleri için enflasayon yaratıyor.
4. Yeşil kartlılar. Şu anda sayıları, 8 milyonu aşmış durumda. Yeşil kartlıların ekonomiye katkıları yok. Devlet onlara harcama yapıyor. Sonuç ortada. Enflasyon önlenemiyor.
5. Aile yardımları enflasyon yaratıyor. Yardım alan aile sayısı 4 milyonu aşmış durumda. Devlet yardımı para basarak karşılıyor. Fazla para enflasyon yaratıyor.
Sonuç olarak, ekonomide vermeden alanların sayısı kadar enflasyon nedeni vardır. Enflasyonu önlemek isteyen irade “alma=verme” dengesini kurmak zorundadır.