Akıl ile zeka arasında fark vardır.
Zeka "fark edebilme" yeteneğidir. Tüm hayvanlarda vardır. Hayvanlar koku, ses, sonar, ışık sayesinde düşmanı, avı ve karşı cinsi fark eder.
Akıl ise yapabilme erkidir. Sadece insana özgüdür. Karıncalar, kuşlar ve diğer bazı canlılarda görülen "yapabilme erki" akıldan dolayı değil "iç güdüden" dolayı gerçekleşiyor. İnsan ise "öğrenme süreci sonunda" akıla ulaşıyor.
İnsanların oluşturduğu toplumun aklı vardır. Adına "sosyolojik akıl" diyoruz.
İş adamları ve siyasiler "ortak akıldan" bahsediyor. Ancak, amaçları sınırlı alanı kapsadığı için "ortak akıl kavramı" bilimsel açıdan doğru bir kullanım değil. Zira onlar, belli amaçla bir araya gelmiş sınırlı sayıda insanın "ortaklaşa aldıkları kararları" ifade eden akılı kastediyor. Halbuki sosyolojik akıl "tüm insanlığı" içeriyor.
Sosyolojik akıl, yani toplumun aklı sürekli gelişiyor. 1800 lü yıllara kadar "sosyolojik akıl" tarımsal üretime odaklanmış idi. Toprağa bağlı olarak oluşan üretimin getirdiği zaruretler ve kazanımlar toplumsal akılı belirliyordu.
Toplumsal aklın gelişmesinin gerisinde ise savaşlar vardı.
Toplumsal akıla en büyük katkıyı, birinci ve ikinci dünya savaşı yapmıştır.
Birinci dünya savaşında, askerleri mermiden çok enfeksiyon öldürüyordu. Antibiyotik keşfedildi ve toplumsal akıla aktarıldı. İkinci dünya savaşı sırasında " kömürden benzin, plastik, suni kauçuk" elde edildi. Roket, jet uçağı, nükleer enerjiden istifadenin amacı savaşı kazanmak idi.
Savaş sonunda, elde edilen bilgiler ekonomiye aktarıldı. Toplumun sosyolojik aklındaki gelişme, müthiş seviyelere ulaştı.
1960 larda başlayan bilgisayar ve internet teknolojisi askeri amaçla devreye alındı. Sivil hayata aktarımı sayesinde "toplumun sosyolojik aklı, insanın kontrol edebileceği seviyeleri" aşıyor.
1880 lerde otomobil üretemeyen "toplumsal akıl" günümüzde uçan otomobil üretiyor. Toplumun sosyolojik aklı çok hızlı gelişiyor.
Sonunda, insanın varoluş gerekçesini anladık. İnsan "sosyolojik akıl üretmek amacıyla" yaratılmış. İnsan daha fazla tüketeyim, daha çok refah elde edeyim, daha sağlıklı olayım, daha çok yaşayayım diye mücadele ederken "sosyolojik aklı" geliştiriyor.
Sosyolojik akıl ise "insana benzer robotlar üretmeye" başladı. Gelişme bu hızla devam ettiği taktirde, sosyolojik akılın "yapay zeka ile daha da gelişeceği" anlaşılıyor.
İnsan için sorun "sosyolojik aklın nasıl kontrol edileceğinden" kaynaklanıyor. İnsanoğlu, toplumsal aklı kontrol edebilmek için gelişmiş beyinlere ve bu beyinleri hazırlayacak eğitime ihtiyaç duyuyor.
Bunu başaramayan toplumlar için "toplumsal akılın kölesi" olarak kalacakları ya da yok olacakları yeni bir dünya düzeni kuruluyor.
Şinasi Kara