Son günlerde, Başkanlık Sistemi Türkiye'yi bölecektir diye propaganda yapılıyor. Yugoslavya örnek gösteriliyor.
Benzetmeyi yapanların siyasal amaç güttükleri belli. Ancak, siyaset sosyolojisine göre değerlendirme yanlış. Zira, idari bakımdan yapılan işlemler siyasal toplumda bölünmeye neden olmaz. Bölünme, önce toplumun kendi içerisinden başlıyor.
Tarım üretim yapısının egemen olduğu toplumlarda bölünme din, dinin mezhepleri ve ırk ayırımına göre kolay gerçekleşiyor. Sanayi toplumunda bölünmeyi, ekonomik entegrasyon önlüyor. Aksine, daha büyük talep arayışı entegrasyonu güçlendiriyor.
Yugoslavya tam sanayileşmiş ülke değildi. Hırvatlar Katolik, Slavlar Ortodoks, Boşnaklar Müslüman idi. Din ve mezhep farklılığına göre toplum çok önceden beri ayrışmış olarak yaşıyordu. Siyasal boşluk ortaya çıkınca bölünme gerçekleşti.
Türkiye sanayi toplumuna geçiyor. Sanayi ve Hizmetle sektörünün ulusal hasıla icerisindeki yeri yüzde 94 seviyesine çıktı. Bırakınız bölünmeyi Türkiye'nin AB gibi başka siyasal toplumlar ile entegrasyona girmesi gerekiyor. Daha büyük entegrasyon daha büyük talep yaratıyor. Daha büyük talep daha hızlı ve verimli sanayileşme getiriyor.
Kürler ve Alevileri tahrik ederek bölünme arzuları boşuna.
-Aleviler özbe öz Türk kalmayı başarmış bir millet. Ayrışma akıllarından dahi geçmiyor. Alevilerin tek arzusu "Laik Devlet" düzenin devam etmesidir.
-Kürtlere gelince. Kürtlerin büyük çoğunluğu sanayi bölgelerinde yaşıyor. Sanayi entegrasyonu sayesinde refahlarının arttığını görüyorlar. Ayrıca Sünni Mezhebi nedeniyle uzun süreden beri Türk-Kürt evliliği yapılagelmiş. İki toplum arasında akrabalık ilişkileri var. Ayırımcı kesim yüzde 4'ü geçmiyor.
Türkler başka milletler ile bir arada yaşamayı başarmış ender bir millettir. Bu gelenek İmparatorluktan geliyor.
Tarih gerçekleri söyler.
Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da Ermeniler, Karadeniz'de Pontuslar, Ege Kıyılarında Helenler, İstanbul'da Gayri Müslimler birlikte hareket ederek devlet kurmaya kalktılar. Sonlarını gördük.
Türkler ayırımcılığı af etmiyor. Bölücüler boşuna uğraşıyor.