Türkiye'nin çözülmez sorunu yoktur. Ancak, Türkiye’de sorunları çözecek siyasal yapılanma eksikliği vardır.
Sorunlarımız ve çözüm önerileri;
1. Deprem.
Türkiye deprem kuşağında yaşıyor. Yeni değil. Milyonlarca yıldan beri devam ediyor. Milyonlarca yıl daha devam edecek. Bu coğrafyada varlığımızı sürdürebilmemiz, depreme karşı dayanıklı bina yapmaktan geçiyor. Deprem kültürü yaratmadan, idari tedbirler ile depreme dayanıklı bina yapılamayacağını öğrendik. Deprem kültürü için ilk yapılacak iş, coğrafya ve jeoloji derslerini ilk okuldan itibaren eğitime sokmamız gerekiyor.
2. Su.
Tatlı suyumuz yetesiz. Önümüzdeki yıllarda, nüfus artışı yetersizliği daha da artıracak. Şimdiden, tedbirler almamız lazım. Tedbirlerin başında, Ormanları korumak ve ağaç yaşatma kültürü yaratmamız geliyor. Damla sulama sistemini yaygınlaştırmak şart. Şehirleşme ile gelen su israfına son vermemiz lazım. Su savaşlarının başlamasına çok zaman kalmadı. Şimdiden tedbir almamız geekiyor.
3. Savaş
Batı ''Orta Asyadan, çobanlar geldi, medeniyetimiz üzerine KARABASAN gibi çöktüler. Onları ilk fırsatta, geldikleri yere Orta Asyaya sürmeliyiz'' diyor. Bu politikaya işlerlik kazandırmak için pusuda bekliyor. Bu toprakları gelecek nesillere bırakmak istiyorsak, savunma sanayine önem vermemiz gerekiyor. Epey yol aldık. Yapılanlar ile yetinemeyiz. Daha fazla, yeni teknolojiler üreterek ''caydırıcı askeri yapılanmayı'' sürekli canlı tutmamız gerekiyor.
4. Eğitim
Son yıllarda eğitimde çok geri kaldık. Batı eğitim yoluyla bizleri yıkmayı planlıyor. 1949 yılındaki, Fulbright Anlaşması ile eğitimi Amerikaya bırakmanın neticesi meyvelerini veriyor. Okullarımız, okumuş cahiller yetiştiriyor. 1400 yıl önce ihdas edilmiş değerlerin tekrarını, eğitim zanneden sosyal yapıyı kırmak şart. Yabancı dilde eğitim ''öğrenilmiş çaresizlik'' yaratmaktan başka işe yaramıyor. Üniversitelerimiz o kadar geri kaldı ki, ilk 500'e gireni yok. Nepotizm (akraba kayırmacılığı) sistemin çürümesine neden oldu. Reform gerekiyor.
5. Adalet
Bağımsız ve tarafsız yargı işlemediği zaman, toplumda adalete olan inanç kayboluyor. ''Kendi hakkını kendin alma'' süreci başlıyor. Bu süreç, adaletsizliği daha da artırıyor. Geç gelen adalet, adaletsizlik yaratıyor. Adalete inanç sarsılıyor. Pozitif yasaların doğal yasalardan uzaklaşması insanları karamsarlığa itiyor. Zira, adalet, pozitif yasalara göre karar veriyor. Siyasi kuvvet olan Yasama-Yargı ve yürütme arasındaki dengeyi kuracak anayasal düzenlemeler şart. Aksi taktirde, yürütme yargıya egemen oluyor. Felaket başlıyor. Türkiye, adalet sorununu çözmeden, çağdaş medeniyet seviyesini yakalayamaz.
6. Bütçe açıkları ve Enflasyon
Türkiyedeki enflasyonun en önemli nedeni devlet bütçesindeki açıklardır. Bütçe neden açık veriyor sorusuna cevap çok kolay. Gereksiz ve ehliyetsiz memur sayısındaki artışlar. Ki, bunların başında 140 bin namaz kıldırma memuru (imamlar) geliyor. Hiç bir iş yapmadan ekonomiden pay alanları sayınız, karşınıza o kadar çok enflasyon nedeni çıkacaktır. Devletteki israfa bakınız, karşınıza enflasyon çıkacaktır. Yatırımlardaki verimsizlik enflasyon yaratıyor. Bu fakir ülke, yurt dışında binlerce işe yaramaz memuruna, döviz üzerinden maaş ödüyor.Çare bellidir. Türkiye, eldeki gelirlerine göre DENK BÜTÇE politikasına geçmeden sorunu çözemez. Liyakatlı ve kariyerli maliye uzmanlarını yetiştirmemiz ve görevlendirmemiz gerekiyor.
7. Cari açık sourunu
Türkiye, tanzimattan beri cari açık veriyor. Cari açığı, ticaret dengesinden açık yaratıyor. Enerji ithalattı başı çekiyor. Enerjiye çözüm bulmamız lazım. İhracat içerisindeki ürünlerimiz ise emek yoğun sanayiden geliyor. Bunların katma değeri düşük. Bir an önce, katma değeri yüksek ürünler üretmemiz lazım. Savunma sanayi bu konuda başarıya koşuyor.
8. Tasarruf yetersizliği var
Tasarruflar, yatırımlara set çeker. Yeterli tasarruf yok ise, yatırımlar finanse edilemez. Türkiye tasarruf dar boğazını bir türlü aşamadı. Gösteriş tüketimi ve israf, tasarrufları azaltıyor. En büyük israf, devlette var. İsrafı önlemeden tasarruf dar boğazını aşamayız. Tasarruf olmadan, sermaye birikmiyor. Çin'in başarısı, gelirinin yüzde 50 sini tasarruf etmekten geliyor. Bizde ise gelirin yüzde 12 si tasarruf ediliyor. Tasarruf kültürü yaratmamız şart.
9. Sermaye Birikimi Sorunu
Batı, sömürgecilik yoluyla sermaye birikimini tamamladı. Bizim tarihimizde sömürgecilik yoktur. Sermaye biriktirme yarışında Batıdan geri kaldık. Ücretleri sermaye birikimindeki nisbi fazlalık yaratır. Almanyadaki ücretin bizden 5 misli fazla olması, sermaye birikiminin bizden yüksek olmasından dolayıdır. Ücretleri yükseltmek, sermaye birikimini hızlandırmaktan geçiyor. Dünyada yeterli sermaye var. Bu sermayeyi ülkeye çektiğimiz taktirde, sorunu kısa sürede çözebiliriz. Sermaye güvenlik limanı oluşturacak hukuk düzeni çözüm olarak karşımızda duruyor.
10. Bilgi birikimi sorunu
Dünya yeni bir yapıya doğru evrimleşiyor. Ufukta BİLGİ TOPLUMU görünüyor. Kapitalist Batı'da karlar azaldı. Karlı olmak, yeni bilgilerin üretime uyarlanması ile mümkün. Bilgi, her konuda öne geçti. Üretimin içerisinde malzeme maliyeti giderek azalıyor. Önünüzdeki bilgisayara bakın. Materyal maliyeti yüzde onu geçmez. Gerisi bilgi. Bilgi, para kazandırıyor. Medeniyet yarışında başarı getiriyor. Dünya, Cahil toplumlar, Bilgi seviyesi yüksek toplumlar diye ikiye ayrışıyor. Bu durumu fark eden, Batı, egemenliğini sürdürmek için elinden geleni yapıyor. Bilgi en kolay okullarda öğreniliyor. Batı ile aradaki farkı kapatmamızın yolu, eğitimden geçiyor.
11. Siysal sorun
En acı geçeğimiz şudur. Ne siyasi iktidar ne de muhalefet, yukarıya çıkardığım sorunları çözecek plan ve programa sahip değiller. Siyasi iktidar sorunları derinleştirdi. Muhalefeti oluşturan altı parti ittifakı, koltuk derdinde.
Türk Milletinin işi zor görünüyor.