Amerikan Temsilciler Meclisi oy çokluğu ile Türkiye'ye yaptırım kararı aldı. Bu karara göre, bazı yetkililerin Amerika’daki mal varlıkları donduruluyor, vize almalarına engel konuluyor. Karar sembolik. Fakat, Amerika ile dost ve müttefik olunamayacağını gösteriyor.
Washington DC deki Parlemento, Pentegon ve Başkanın oturduğu Beyaz Saray, karar almada ikinci derecede etkin kurumlardır. Amerika'daki kararları, Paralamento binası karşısındaki FED'e ait küçük binadakiler alır.
Bunlar, FED'in sahibi 8 banker ailesinden başkası değildir. Rahmetli Erbakan Hoca bunları ''dış güçler'' olarak tanımlıyordu.
Parlamentoda karar almayı etkileyen en güçlü kurum Lobilerdir. Lobiler, Parlamentoda hangi karar alınacağını, büyük ölçüde tayin ederler. Uluslararası ilişkiler söz konusu olduğunda, etkileri maksimuma çıkar.
Aslında Lobi demek, dolar demektir. Doları basan bankerler için, doların maliyeti kağıt ve mürekkepten ibaret. Aldıracakları karar için, üç-beş top kağıt harcamak fazla bile geliyor.
Son kararın gerisinde de Lobiler var. Lobilere kanalıyla alınan, Türkiye’ye yaptırım kararı, Amerikan Halkını temsil etmiyor. Amerikan çıkarı ile de uyuşmuyor. Ancak, usul ve adet böyle yerleşmiş. Karar senatoda onaylandığı taktirde, Başkan tarafından veto edilmesinden başka çare kalmıyor. Bu yolun etkin kullanılması gerekiyor.
Sorunun gerisindeki gerçek neden önemli. Dış güçler, Orta Doğuda huzur istemiyor. Orta Doğu'da yaşayan halklar, huzur ve sulh yaratacak ortak akıl ile hareket edemedikleri taktirde, dış güçler amaçlarını gerçekleştirinceye kadar oyuna devam edecektir.