Her şeyin fiyatı aşırı derecede artıyor. Esnaf her gün fiyat değiştiriyor. Bu gün süt aldım. Litresi 45 lira olmuş. Geçen hafta 36 lira idi. Geçen yıl, 45 liraya aynı marka sütten 5 litre alabiliyordum. Yumurtanın fiyat artışı 6 misline çıkmış. Markette etrafıma baktım, ahalinin sepetleri boş dolaşıyor. Etikete bakıyor. Hesap yapıyor. Fiyatlar o kadar artmış ki, parası yetmiyor.
Ekonomi bilimine göre, fiyatlardaki artışı durdurmanın tek çaresi var. O da faizi yükseltmektir. Para otoriteleri, tam tersini yapıyor. Faizi negatif seviyelerde tutuyor. Ülke, faizi düşük tutmanın neden olduğu fiyat artış sorunlarını yaşıyor.
1. Faiz düşük olunca, ulusal paradan kaçış başlar. Hiç kimse lira tutmak istemiyor. Denge formülü olan PQ=MV ifadesinde, V hızla artıyor. Bu artış, Q=Mal ve hizmetler sabit kaldığı için, P= fiyatları normalden daha hızlı artırıyor. Para miktarı = M sabit dahi olsa, V= dönüşüm hızındaki artış, fiyatları artırıyor. Çünkü, TL den kaçış, aynı birim nakit paranın daha da çok kullanılmasına neden oluyor.
2. Faizi düşük tutmak için, piyasaya bol miktarda para vermek lazım. Likit artışının, fiyatlara yansıması gecikmiyor. Çünkü, ekonomik büyümeye tekabül eden para miktarından daha fazlasının piyasaya girmesi, fiyatları artırıyor.
3. Faiz negatif seviyelerde tutulduğu zaman, yatırımlarda israf başlıyor. Tasarruf=Yatırım (S=I) dengesi bozuluyor. Tasarruflardan daha çok yatırım yapılması için para basmak lazım. Para basmak enflasyona neden oluyor.
4. Politika faizi, beklenen enflasyonun altında kaldığı zaman, stok maliyetleri de düşüyor. Stokçular, piyasaya az mal vermek ve fiyatını yüksek tutmak suretiyle aşırı kar ediyor. Fiyatlar artıyor.
5. Faiz, beklenen enflasyonun altında kaldığı zaman, tasarruflar dövize dönüyor. Dolarizasyon başlıyor. Dolar tutmanın maliyeti var. Bu maliyeti ülke top yekün ödüyor. Döviz fiyatları artıyor.
6. Düşük faiz, kaydi mevduat yaratır. Mevduatın para gibi işlevi vardır. Mevduat artışı, parasal artış olarak sonuç verir. Düşük faizli krediler, döviz mevduatında artışa neden olur. Olmayan dövize rağmen hesaplarda artış gibi sonuc yaratır. Kaydi parada artış, fiyatları artırıyor.
7. Faiz, beklenen enflasyondan daha düşük kaldığı zaman, tüketimde artış başlar. Tüketim malları fiyatı artar. Nitekim, ülkemizde otomobil fiyatları aşırı arttı. Artmaya devam ediyor.
8. Faiz ekonomide ölçek görevi yapar. Yatırım önceliğini tayin eder. Sürekli faizi düşük tutmak suretiyle ekonomiden koparmak, yatırımlarda israf sorunu yaratacaktır. Her türlü israfın karşılığı enflasyon olarak gerçekleşiyor.
9. LİBOR altına düşen faiz, ülkeden finans kapitalin dışarı akmasına neden olur. Sermaye çıkışı, kurları artırır. Artan kurlar, enflasyon yaratıyor.
10. Faiz düşük kaldığı zaman, tasarruflar azalır. Azalan tasarruflar, yatırımların azalması ile sonuçlanır. Ekonomi durgunluğa girer. Ülkeyi stagflasyon (durgunluk ve enflasyon) bekliyor.
Faizi sevmeyebilirsiniz. Dinen yasak deyip, yok sayabilirsiniz. Ancak, sanayi toplumunda faizsiz ekonomi işlemiyor. Faizi yok sayar ya da baskı altında tuttuğunuz zaman, karşınıza, dengeleri bozulmuş dört nala koşan enflasyon çıkacaktır.
Tükiye iki yıldan beri, faizi düşük tutmanın yarattığı ekonomik sonuçları YAŞAYARAK öğreniyor.
Yaşanan enflasyonu durdurmanın tek bir yolu vardır. Serbest piyasa ekonomisine geri dönmek. Serbest piyasa ekonomisinde devlet fiyatlara müdahale etmez. Dengeler otomatik kurulur. Faiz, sermayenin fiyatıdır. Türkiye sermayenin fiyatına müdahale etmenin sorunlarını yaşıyor.