Sn. Hazine ve Maliye Bakanı yeni ekonomi programını açıklıyor. Vatandaş, boşuna mucize bekliyor. Türkiye ''serbest piyasa ekonomisini'' tercih etmiştir. Sebest piyasa ekonomisinde hükümetlerin yapacağı fazla bir şey yok.
Türkiye'de üretimi özel sektör yapıyor. Özel sektör üretiyor, hem kendini ve hem de devleti yaşatıyor. Başarı özel sektörün önünü açmaktan geçiyor.
TC Devletinin ekonomideki payı, yüzde 20 civarında. Devletin ekonomideki payı 2002 yılından beri, mutlak rakamların büyümesine rağmen, nisbi rakamlara göre küçülüyor. 2002 yılı öncesinde, devletin ekonomideki nisbi payı yüzde 51 seviyesine yaklaşmış idi.
Devletin ekonomideki payı yüzde 20 lere indiği zaman, devletin üretici fonksiyonu etkinliğini kaybetmiştir. Bu aşamada önemli olan bütçe dengeleridir. Türkiye'nin sorunu açık bütçeden kaynaklanıyor.
Açık bütçenin bedelini halk vergi olarak öder. Vergi ile karşılanamaz ise, açık bütçe sermaye piyasasından karşılanır. Sermaye piyasasına devletin girmesi faizleri yükseltir. Açık bütçe konusunda herhangi bir beyan yok.
Bütçe açıklarını azaltmanın yolu tasarruftan geçer. Keşke Sn. Bakan ''bütçede yapılacak tasarrufları'' dile getirseydi. Zira israfın bedeli, piyasaya enflasyon ve faiz artışı olarak yansıyacaktır. Böyle bir beklenti, para ikamesi sorunun ağırlaşmasına neden olur.
Sn. Bakan ''para ikamesi sorununa'' hiç değinmedi. Halbuki, Türkiye para ikamesi sorununu çözmeden, TL üzerinden tasarruf-yatırım dengesini kuramaz. Ekonomik büyüme hızlanamaz.
Ekonomik büyüme konusunda, yapılacaklardan söz edilmiyor. Halbuki Türk ekonomisi, yüzde bir büyüdüğü zaman, 170 bin kişiye iş veriyor.
Serbets piyasa ekonomisi tercih edildiği zaman, en önemli husus piyasalara güven vermektir. Bu güven ''sermaye mülkiyet güvenliği'' ile başlar. Mal ve faktör fiyatlarına müdahale edilmeyecek teminatıyla devam eder.
Hükümet adamları, fiyat denilince sadece mal fiyatlarını anlıyor. Halbuki, faktör fiyatları da serbest piyasada oluşuyor. Faize müdahale, sermayenin fiyatına müdahale anlamına geliyor. Ekonomi otoriteler, faizlere müdahale edilmeyecek güvencesi veremiyor.
Belli ki Hükümete kaynak lazım. Yeni kaynak olarak BES leri ve Kıdem Tazminatlarını görüyor. Adına reform diyor.