1917 Gazze savaşını kaybeden Osmanlı "Arap Dünyasından" çekildi. Bu tarihten itibaren, başta Arap ülkeleri olmak üzere İslam Aleminde huzur kalmadı. Kan ve göz yaşı dinmiyor.
Osmanlı çekildikten sonra, Batı'nın ilk işi "böl ve yönet politikası" uygulamak oldu. Fas'dan Yemene kadar Arap Alemi "paramparça" edildi. Başlarına diktatörler konuldu.
Batı'ya bağlı diktatörler ile yönetme girişimleri de sonuç vermedi. Diktatörler bir süre sonra "halkın menfaatini düşünüyor" ve Batı çıkarlarını korumuyordu.
Batı'nın İslam Alemindeki çıkarları, nasıl "sürekli korunabilir" sorusuna cevap aranıyordu. Bu soruna cevabı, Arnold Joseph Toynbee adındaki İngiliz sosyolog getirdi.
A.J. Toynbee "Fas'dan Yemene kadar Arap Dünyasında, EŞARİLİK egemendir. Din adamlarını satın alırsınız sorun çözülür" diyor. "Afganistan ve Türk Dünyasında, Matüridilik egemendir. Matüridiler bilim ile barışıktır. Arada bir Atatürk çıkar işleriniz bozulur" diye politikacıları uyarıyor.
Matüridilik ve Eşarilik Sünni Mezhebi esas alıyor. Matüridilik daha çok Hanefi Mezhebine yakın, Eşarilik Şafiliğe yakın duruyor. Aralarındaki temel fak, Allaha ulaşmaktan kaynaklanıyor.
Muturidi "Akıl ile Allaha ulaşılabileceğine" inanıyor. Eşari ise "Allaha ulaşmak için mutlaka bir tebliğcinin bulunması gerektiğine" inanıyor. Böyle olunca Eşari anlayışında "aracı ve tebliğci bir sınıf" ortaya çıkıyor. Mr. Toynbee "bu aracı sınıfı satın alın yeter" diyor.
Türk Dünyasında Hanefi Mezhebi egemen ve Hanefilik akılcılığa dayanıyor. Türkler bilim ile barışık. Batı için sorun "Türk Dünyası" dır.
Bilim ile barışık olan Türk dünyasında "sosyolojik egemenlik nasıl tesis edilecek?
Bu amaçla Atatürk hedef alınmıştır. Avrupa Birliği "Atatürk ilke ve inkilaplarını anayasadan çıkarmadan olmaz" diyor. Yerli iş birlikçiler "anayasadaki değişmez maddeleri" tartışmaya açıyor. Boşuna uğraşıyor. Türkler, Atatürk ile "bilimselliği özdeş" sayıyor.
Din adamları, Türkleri "bilimden uzaklaştırmak için" elinden geleni yapıyor. Bu amaçla Tarikatları kullanılıyor. Eğitim sistemi uygulanıyor. Ancak başarılı olunamıyor.
Eğitim yoluyla dindar gençlik yetiştirmek üzere uygulanan İmam Hatip Liselerinden "DEİST" gençlik yetişiyor. Akıl devreye girdiği zaman Deizm önlenemiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı "Deizmi" eleştirme gereği duyuyor.
Çünkü Türkler, Mr. Toynbee'nin dediği gibi "bilim ile barışık Matüridi anlayışı" ile hareket ediyor.