Olaylar, bakış açına göre anlam kazanır. Yarısı su dolu bardağa bakan kişi,
1. Bardağın yarısı boş, diyebilir.
2. Bardağın yarısı dolu, diyebilir.
Kötümserler birinciyi, iyimserler ikinciyi tercih ediyor. Bu görüş, en çok ekonomik olaylarda anlam kazanıyor.
Ekonomi konusunda yazılanlara bakıyorum, iyimserler de kötümserler de aynı şeyi söylüyor.
Kötümserler, üretim yapılmıyor, diye söze başlıyor. Halbuki, Türkiye gecen yıl, 835 milyar dolar tutarında hasıla üretti. Ekonomik büyüme devam ediyor. Ancak bu miktar üretim, artan nüfusa yeterli gelmiyor.
Enflasyondan herkes şikayetçi değil. Zira enflasyon, üretim azalması olarak sonuç vermedi. Ama, kötümserler “Battık”” söylemini dillerinden düşürmüyor. Enflasyon, gelir bölüşümüzdeki adaletsizliği artırdı. Sabit gelirliler kaybetti. Evi-arabası, dövizi-altını, arsası, fabrikası olanın malı değer kazandı. Borcu olan, enflasyon oranında kazançlı duruma geçti.
Ülkemizde işsizlik var. Ancak, Sanayi bölgelerinde işçi bulunamıyor. Konya-Karaman civarında fabrikalar, köylerden otobüslerle işçi topluyor. İstanbul’da fabrikaların kapısında “isçi aranıyor” ilanları var. İnsanımız iş beğenmiyor.
Kötümserler, mültecileri o kadar kötülediler ki, Hükümet İstanbul’da yabancı avı başlattı. Bir ayda 200 binden fazla yabancı ülkelerine gönderilmiş. Av devam ediyor. Ancak, niteliksiz işçi sıkıntısı başladı. En çok ev hizmetlerinde çalışacak hizmetli sıkıntısı yaşanıyor.
Kötümserler, Afganları beğenmiyor. Afganlar olmasa, mandıralarda ve hayvancılık sektöründe üretim yapılamayacağının farkında değil.
Bu nedenle, abartılı söylemler karşısında, taraf olmaya gerek yok. Bardağın yarısı dolu.