Avrupa milletleri Türkleri sevmez. Onların insancıl davranışlarına aldanmayınız. Türk denildiği zaman tüyleri diken diken olur. Batının tarihi Türk düşmanlığı ile doludur.
-Tanrının kırbacı diye tanımladıkları Türk komutan Attilla'dan 640 yıl sonra, Haçlılar Aanadolu'da Türkler ile karşılaştı. Süleyman Şahın Ordusu 900 kişi. Haçlı Ordusu 200 bin idi. Eskişehire yaklaşıldığında, Haçlı Ordusu ikiye ayrıldı. 20 bin kişilik Haçlı Ordusu Kütahya üzerine hareket etti. Gerisi, şehri yağmalamak amacıyla Eskişehir merkezine hareket etti.
Bu durumu fırsata dönüştüren Süleyman Şah, 900 kişiden oluşan askerleri ile 20 bin kişilik Haçlı Ordusunu Kütahya yolu üzerinde yok etti. Haçlılar bir daha birbirinden ayrılmadan hareket etmeyi öğrendiler.
-Süleyman Şahın atlıları, Haçlı Ordusunun geçeceği yerlerdeki insan ve hayvan yiyeceklerini yaktı ve yok etti. Haçlılar Anadolda perişan oldu. Aç kaldılar. Bunun üzerine Papaya haber saldılar.
Papa İnnocent ''Türkler infidel dir. Eti yenebilir''diye fetva verdi ve Haçlılara gönderdi. Haçlılar, Anadolu'daki Türk Köylerini yağmaladılar. Yakaladıkları Türkleri yamyam gibi kesip yediler.
-15. yüzyılda bir Alman Papaz ortaya çıkıyor. Adı Martın Luther. Hristiyanlıkta devrim yapıyor ve Luther İncilini yazıyor. İncilinde ''Türk öldüren cennete gider'' diye fetva veriyor. Luther Kiliselerinde, bu gün dahi Türklere lanet yağdırılıyor.
-1914 Çanakkale Savaşı sırasında, İngilizler havadan, cephedeki Türk hatlarına, uçak ile her koşulda dik duran zehirli çiviler atıyor. Bunlara topuk yaran deniliyor. Çivilere basan askerin ayağı yarılıyor. Zehir yüzünden askerin ayağını kesmek gerekiyor. Bazen bacağı kesmek yetmiyor. Asker şehit oluyor.
Zehirli çivileri, savaş alanında kullanmak insanlık suçu sayılıyor. Fakat, Hamilton ''Türkler insan değildir'' diye kendini savunuyor.
-Osmanlı silah bırakmış Anadoludaki Türkler savunmasız.Paris dörtlüsü denilen Fransa, İtalya, İngiltere ve Yunanistan 1919 yılında ortak karar alıyorlar. Bu karara göre ''Türkler Anadolu'da yok edilecek, edilemez ise Orta Asyaya geldikleri yere sürülecek'' deniliyor.
Kararı uygulamak için Yugoslavya Kralına müracaat ediliyor. Yugoslav Kralı ''insanlık suçu olur'' diyerek kabul etmiyor. Yunan Kralı kabul ediyor ve 15 Mayıs 1919 tarihinde İngiliz gemileriyle 300 bin Yunanlı İzmire asker çıkarıyor.
İzmire çıkan Yunan Askerlerini, İzmir Metropoliti Hrisostomos karşılıyor. Yunan Komutanının ayağını öpüyor ve ''Türklerin son ferdine kadar yok edilmesini'' talep ediyor, ''Türk kanı akıtmanın helal olduğunu'' söylüyor. ''Susuzluğumu gidermek için ben de bir bardak Türk kanı içeceğim'' diyerek, istilacı Yunan Ordusunu kutsuyor.