Herhangi bir ihtiyacın varlığı halinde, ona çözüm getirecek bir organ ya da uzuv oluşur. Bu kural biyoloji, sosyoloji ve ekonomide egemenliğini sürdürüyor.

Biyoloji benim ihtisasım dışında. Ancak, görünen köy kılavuz istemez. Görme ihtiyacının göz ile karşılandığını biliyoruz. Derin denizlerde ışık yok, karanlık yerlerde yaşayan canlılar görme ihtiyacını sonar ile karşılıyor...

Sosyoloji ve ekonomi benim konum. Sosyoloji ve ekonomide her ihtiyaç uzuv yaratıyor. Örneğin, alışverişlere aracılık ihtiyacı parayı yaratmıştır. Dünyaya düzen verme ihtiyacı, Türk Milletini yaratmıştır.

Bu yazının konusu, dünyanın düzen ihtiyacı ve Türklerdir.

Yaşamın zor koşullarının hüküm sürdüğü ve hayvancılıktan başka üretimin yapılamadığı Ora Asya'nın bozkırlarında yaşayan Türklerin, Tengri (gök tanrı) dinine inanıyor olması tesadüf değildi.

Gök Tanrı ''toprağı kazmayı, eşelemeyi'' yasaklamıştı. Sadece ölüleri gömmek amacıyla toprağa dokunmaya izin veriyordu.

Toprağın işlenmesi yasaklandığı için, Türkler yerleşik düzene geçemedi. Artan nüfusun istihdamı için askerlikten başka iş kalmıyordu. Askerlik ile birlikte idarecilik sanatı da gelişti. Bu sosyolojik kural nedeniyle Türkler, ASKER VE İDARECİ millet olarak dünyada yerini aldı ve dünyaya nizam verdi.

Türkler, Çin'de halkına zulm eden acımasız derebeyleri yok ettiler. Çin birliğini kurdular. Hindistan’da, acımasız Racaları yok ettiler ve Hindistan birliğini kurdular. İran, Mısır, Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkasya’yı yozlaşmış idarecilerden temizlediler.

Türkler gittikleri her yerde, İnsan haklarına saygılı devlet ve hukuk düzenini kurdular. Türk egemenliğine giren dünya milletleri huzur içerisinde yaşadılar. Ortadoğu, Balkanlar, Mısır, Kafkaslar ve Asya'da halen Türklerin getirdiği huzur aranıyor.

Türkler, orijinal kültürlerini kaybetmeseydi, bu gün dünya barışı kurulmuş olacaktı. Maalesef Türkler orijinal kültürlerini büyük ölçüde kaybettiler. Bu kaybın gerisinde din yatıyor.

Peçenekler Hrıstiyan oldu, Hazarlar Musevi dinini tercih etti, Karahanlılar Müslüman oldu. Bu değişim, Türklerin düzen kurma geleneğine zarar verdi. Dünyanın nizamı ve düzeni bozuldu. Dünya halen bu zararın bedelini ödüyor.