Osmanlı 1669 yılında Girit Adasını fethetti. Bu fetih Venedik Cumhuriyeti'nin Akdeniz’deki egemenliğine son verdi. Savaşın kaybından sonra, güvenlik krizine giren Venedik zenginleri yeni yurt olarak İngiltere’yi seçtiler. Ellerinde mevcut altınlarını İngiltere'ye taşıdılar.
Venedik 4. Haçlı seferini Bizans’a yöneltmiş ve 1204 yılından 1261 yılına kadar 57 yıl süreyle Bizans’ı yağmalamıştı. Bizans’tan 900 tondan fazla altın ve gümüşü Venedik’e götürdüklerine dair kayıtlar var. Dokuz yüz yıl süre ile dünya ticaretinden kazandıkları altınlar bu rakama dâhil edildiği zaman, Venediklilerin İngiltere'ye taşıdıkları servetin büyüklüğü daha net anlaşılıyor.
İngiliz siyasal iradesi, altının kazandırdığı gücün farkına varınca "zenginlerden oluşan toplum, fakirlerden oluşan topluma göre daha iyidir" anlayışını egemen kıldı. Amaca ulaşmak için, ticaret yoluyla daha çok altın biriktirmeye dayanan "ticaret merkantilizmini" uygulandı. Daha çok altın biriktirme sayesinde elde edilen ekonomik güç Birleşik Krallığı "güneş batmaz imparatorluğa" dönüştürdü.
Zenginleşen İngiltere’de bankacılık faaliyetleri hız kazandı. Zira altın paranın korunması ve altının temsil ettiği "satın alma gücünün" zaman ve mekân itibariyle transfer edilmesi bankalar sayesinde mümkün oluyordu.
Bankerler, kendilerine teslim edilen altın karşılığında Bank-Note veriyor. Banknotları geri getirene altın vereceklerini garanti ediyorlardı. Ekonomik kolaylık sayesinde, İngiltere'deki altınlar bankalarda birikiyordu.
Bankerler kısa sürede, bankacılık sırrını öğrendiler. Altın karşılığı verdikleri banknotlar geri gelmiyordu. Halk arasında para olarak kullanılıyordu. Bu sırrı fırsata dönüştürdüler. Ellerindeki altın miktarından daha çok banknotu piyasaya sürdüler. Müthiş zengin oldular.
Bankerlerin kazandığı paranın miktarı çok yüksekti. Ancak devletlere borç verilerek değerlendirilebiliyordu. Devletler savaştığı zaman harcamaları artıyor ve bankerlerden borçlanmak zorunda kalıyordu. Her savaş bankerler için yeni bir fırsata dönüşüyordu. İnsanlar savaşı çıkaranın, bankerler olduğunu anlayacak ekonomik bilgiden yoksundu.
1815 Waterloo savaşını, Napolyon’u finanse eden bankerlerin çıkardığı anlaşıldı. Bu durumu fark eden İngiliz Hükumeti ile bankerlerin arası açıldı. Bankerler, güvenlikleri için Amerika'da iş tutmaya mecbur kaldılar.
Bankerler 1770'li yılında İngiltere'ye isyan eden Amerikalılara borç vermişti. 1776 yılında bağımsızlık kazanan Amerika Birleşik Devletlerinden, verdikleri borca karşılık "Amerikan dolarını basma hakkını" elde etmişlerdi.
Bankerler kendi bastıkları Doları dünya parası yapmak için Birinci ve İkinci dünya savaşını çıkardılar.
İngiliz Hükumeti elindeki altınları harcayarak, Birinci Dünya Savaşını finanse etmişti. İkinci Dünya Savaşı sırasındaki harcamaların yüksekliği, İngiltere’yi bankerlerden borç almaya mecbur bırakmıştı.
Savaşı kazanmasına rağmen, para gücünü kaybeden İngiliz İmparatorluğu dağılma sürecine girdi.
1944 yılında, adına "dolar imparatorluğu" denilen, bankerlerin yönetiminde yeni bir dönem başladı. Para gücü ile bankerler tarafından yönetilen bu imparatorluk, Amerika merkezli olarak egemenliğini sürdürüyor.
Makale uzuyor. Yarın dolar imparatorluğunu kaleme alacağım.