Günümüz dünyasında, servet ve sermayenin yüzde doksanı taşınır nitelik kazandı. Ulusal para, uluslararası geçerli paraya dönüyor ve kaçıyor. Hisse senedi, tahvil, altına dönüşüyor ve kaçıyor. Mühendis, doktor ya da iş bilir uzman başka ülkelere gidip yerleşiyor.

Son günlerde gazeteler, zengin Türklerin paralarını alıp yurt dışına gittiklerini yazıyor. Uyduruk adalara taşınan zenginler var. Sadece parası olanlar değil, eğitimli gençler de ülkeyi terk ediyor. TUIK istatistiklerine göre, göç edenlerin sayısı 250 bin rakamını geçiyor.

Neden, sermaye ülkeyi terk ediyor?

En önemli neden sermaye mülkiyet güvenliğidir.

Türk hukuk sistemi, temel hak olan mülkiyet kavramına güvence veremiyor. Geçen hafta, dilenci bir vatandaş hakkında verilen karar, Türkiye'de mülk sahibini korkuttu. Boşuna ''Adalet Mülkün Temelidir'' ifadesi söylenmemiş.

Dilencinin üzerinde bir kaç parça altın çıkıyor. İdare, sen altınları dilenerek kazandın diyerek el koyuyor. Vatandaş mahkemeye gidiyor. Anayasa Mahkemesi dahil idarenin kararını onaylıyor. Böylece, dilencinin mülkiyet hakkı yok ediliyor.

Türk Hukuk Sisteminde, mülkiyet hakkını ortadan kaldırmak için gerekçe çoktur. Türkiye'de mülkiyetin kutsiyeti de yoktur. Kamu yararı öne sürülerek servet ve sermayenize her an el konulabilir.

Türkiye'de ''sınırlı sorumluluk ilkesi'' de işlemez. Sermayesi ile sınırlı sorumlu şirketlerin yönetim kurulunda üye olanlar, SSK ve Vergi borçlarından dolayı ''sınırsız sorumlu'' tutuluyor. Şirket ekonomik varlığını kaybetse dahi, yöneticiler mal varlıkları ile sorumludur.

Zaman aşımı kavramı da işlemiyor. Sosyal Güvenlik Kurumu borçları için yöneticinin sorumluluğu teneşirde bitiyor. Varsa terekesi, reddi halinde varisler sorumluluktan kurtuluyor.

Türk vergi sistemi , servet ve sermayeyi yok etmeye yönelik işliyor. Bir gün bakıyorsunuz sarı bir zarf gelmiş, emlak vergisi matrahını belediye artırmış. Arsa ya da evinizi satsanız tahakkuk ettirilen borcu ödemeniz mümkün değil.

Vatandaş servet ve sermayesini güvende hissetmiyor. Çareyi parasını alıp ülkeyi terk etmekte buluyor. Sermaye kaçışının sonucu olarak ülke, tasarruf dar boğazı yaşıyor. Daha az sermaye, daha yüksek faiz olarak karşımıza çıkıyor. Bedelini herkes ortaklaşa ödüyor.