Son yıllarda, sığınmacılar hakkında olumsuz kanaat oluşturuldu.
Tolumsal kanaatların nasıl oluştuğunu bize en iyi gösteren Hitlerin Propaganda bakanı Joseph GOEBBELS olmuştur.
Goebbels “yalanı sürekli tekrar ederseniz, toplum onu doğru olarak kabul eder” diyordu. Nitekim ALMANLAR, Rusların Berline girdiğini görünceye kadar savaşı kazanacaklarına inanıyordu.
Sığınmacılar konususunda GOEBBELS kuralının uygulandığını görüyorum. Genel kanaat olumsuz şekilde yerleşti. Hiç kimse SIĞINMACILARI savunamıyor. Devlet dahi, ihtiyaç olduğu halde, yabancılara çalışma izni veremiyor.
Sığınmacılardan taraf olanları İHANET ile suçlayanlar dahi var. Toplumsal kanaat negatif olunca, bu gibi suçlamalar kabul görüyor.
Ben şahsen baştan beri SIĞINMACILARDAN tarafım. İki nedeni var. Birisi kamusal diğeri kişisel.
Kamusal neden tarihimizden kaynaklanıyor. Biz imparatorluktan gelen bir milletiz. Tarihten gelen sorumluluklarımız var. Bosnadan, Bulgaristandan göçüp gelenler ile Suriyeden göçüp gelenler arasında fark yoktur. Hepsinin ataları OSMANLI vatandaşı idi.
Cumhuriyetin kurucuları, MİSAKI MİLLİ sınırlarını 1920 yılında çizip, bize miras bıraktılar. Cumhuriyet, her koşulda MİSAKI MİLLİ sınırlarında kalan halka kapılarını açmakla mükelleftir. Suriyeden gelenlerin çoğunluğu HALEP den. Halep, Misakı Milli sınırları içerisinde bulunuyor.
Kişisel neden benim ailemden geliyor. Benim ailem göçmen. Horasandan SİVASA gelmişler. Sivastan ORDUYA.
1878 savaşında, Ruslardan kaçan göçmenler, ORDU ULUBEYE kadar gelmişler. Göçmenlere ilk yardımı yapan dedemin babası Mustafa dedem olmuş. Ne büyük zorluklar ile insanların karşılaştığını Abdurrahman dedem bize anlatırdı. Göçmenler kolera olmuş. Sayıları o kadar çok ki, gömecek mezar bulamamışlar. Mustafa dedem (dedemin babası) kendi toprağını mezarlık olarak vermiş. Halen ULUBEY MEZARLIĞI olarak kullanılıyor.
Diğer bir kişsel neden, ANADOLUDA hepimiz göçmeniz. Anadolunun yerlisi RUM idi. Dönmeleri bir tarafa bırakırsak, bu gün ANADOLUDA RUM kalmamıştır. Ben ORDULUYUM. Ordu ahalisinin tamamı göçmendir. Türk vardır. Çerkez vardır. Gürcü vardır. Bosnalı vardır. Selanikli vardır. Hemşinli vardır.
Zoruma giden, dünün göçmenlerinin bu günün göçmenlerini hor görmesidir. Halbuki TÜRK KÜLTÜRÜNDE göçmenlere karşı pozitif tutum vardır. Muhalefeti oluşturan siyasi partilerin pozitif geleneğimizi, negatife çevirmesi beni kahrediyor.