Prensip itibariyle 4 kişi çalışacak ve bir emekliye bakacaktır. Bu ekonomik kuralı değiştirmek mümkün değildir. Zorlandığı taktirde, emeklilere ödenen paralar enflasyon yaratıyor. Fiyatlardaki artış, emekli başına düşen paranın satın alma gücünü azaltıyor.
Nitekim, yüzde 84 olarak belirlenmiş enflasyona karşılık, Hükümet, emekli maaşlarının yüzde 25 artırılacağını beyan etti. Emeklinin alacağı ilave para bir tarafa, mevcut maaşı dahi satın alma gücünün, yüzde 59 oranında değer kaybetmesine neden olacaktır.
Neden böyle bir sonuç ortaya çıktı ?
Her toplumun emekliye ayıracağı maksimum bir fon vardır. Bu fon emekli sayısına bölünür. Ortalama emekli maaşı hesaplanır. Demek ki, emekliye ayrılan fon ile emekli sayısı arasında önemli bir matematik ilişki vardır. Ve şöyle formüle edilir.
Ortalama Emekli Maaşı= Emekli Fonu / Emekli Sayısı
Bu ekonomik kuralı hiç bir güç değiştiremez. Emeklilere ödenen maaşı artırmak için, ya emekli fonunu artıracaksınız. Ya da, emekli syısını azaltacaksınız.
Emekl fonu, çalışanların ödeyeceği emekli primlerinin toplamından oluşur.
Emekli sayısı sürekli artıyor. Son EYT liler ile emekli sayısı 16 milyona yaklaşacağı hesaplanıyor. Çalışan sayısı, 31,6 milyon civarında. Ortalama, her iki kişi bir emekliye bakıyor. ''Dört kişi bir emekliye bakar'' prensibi aşılmış. Dolayısıyla, ortalama emekli, reel anlamda alabileceğinin yarısını alabilecek.
Sistemdeki bozukluk yüzünden, emeklinin alabileceği reel maaş sürekli azalacak. Çünkü, emekli ölüyor, maaşı yaşıyor. Emekli sayısı sürekli artıyor.
Emekli ölüyor, maaşı neden sonlanmıyor ?
Çünkü, ölen emeklinin maaşı kızına bağlanıyor. Aralarında ortalama 25 yıl yaş farkı var ise, kızı ölene kadar emekli maşı almaya devam ediyor. Ölen babasının emekli maaşını 83 yıl alan kızların bulunduğu saptandı. 2 yaşında yetim aylığı bağlanan kız çocuk, evlenmemiş, 85 yaşında ölmüş. 83 yıl süreyle, ölen babasının maaşını almaya devam etmiş.
Böyle bir sistem sürdürülemez. Adil de değil. Eşitlik ilkesine de karşı. Çalışma gücüne sahip herkesin, ekonomiye çalışarak katkı yapması kuralına da karşı. Ahlaki de değil. İnsanımız ''Bu benim hakkım değil'' demiyor.
Maalesef, atalarımız, ASALAK ÜRETEN BİR SİSTEM kurmuşlar. Emekli kızları, babalarının maaşını almak için kocalarını dahi boşuyor. Sistem tam bir çıkmaza girdi. Sayıları hızla artıyor.
Ortalama, nüfusun yarısı kadındır. Her iki emekliden birinin mutlaka kız çocuğu vardır. Emekli sayısının yarısına yakın ölmüş emeklilerin kızları maaş alıyor.
Türk Milletinin ezeli bir zaafı vardır. Acımak. ''Zavallı kızlara kim bakacak'' diye gerekçe üretiliyor. Bu gerekçe, ekonomi ile bağdaşmaz. Bedelini, emekli olanlar öder. Ayrıca, eşitlik ilkesinden uzaklaştırır. Zira, babası emekli olmayan kızlar ''çalışarak kendilerine'' bakıyor.
Sistem böyle devam edemez. Dul kıza, emekli baba maaşı bağlamak, emekli sayısını çok hızlı şekilde artırıyor. Sistem çöküyor.