İnsanın nereden geldiğine dair 3 iddia var.
Birincisi, EVRİM TEORİSİ dir. İngiliz düşünür Darwin'e dayanıyor. Günümüzde ateşli savunucusu, Prof.Dr. Celal Şengör dür. Amino asitlerden tek hücreye. Oradan çok hücreye. Hayvanlar alemi, derken Homo Erectusa evrimleşiyor. Onu homo sapiens, yani, şimdiki insan takip ediyor.
İkincisi, Semavi Din Kitaplarına dayanıyor. Semavi dinlerin ilki Yahudilik. Onu Hristiyanlık takip etti. 600 yıl Hristiyanlıktan sonra Müslümanlık geldi. Her üçü de ''İnsanı Tanrı Yarattı'' diyor. İnsanı tanrı yarattığına göre, mesele kapanır. Ancak, arkeolojik ve tarihi araştırmalar, bu iddiaya şüphe ile bakılmasına neden oldu. Zira, Sümer Metinlerinde yazılı ''yaratılış hikayesinin'' Tevrata girdiği görülüyor.
Üçüncü görüş, İnsan evrim sonucu belli bir aşamaya gelmiştir. Fakat, evrimini tamamlamadan, genetik müdahaleye maruz kalmış. Homo Sapiens denilen, sıkıntılı ve doğa ile uyumsuz bir tür olan insan ortaya çıkmıştır.
Üçüncü görüşün savunucuları, Evrim Teorisinin ''Doğaya uyan canlı kalır'' tezinin, insan için doğru olmadığını ortaya koydu. Nitekim, insanın derisi hava alıyor. Derisi hava almayan, homo erectus dan, derisi hava alan homo sapiense geçişi, evrim teorisi açıklayamıyor.
İnsan derisi hava aldığı zaman, işler değişiyor. İnsan, elbise üretip giymek zorunda kalıyor. Kışın soğuktan korunmak için ev yapması gerekiyor. Böyle davrandığı zaman, çevreye uyması gerekmiyor. Tam tersine, çevreyi kendine uyduruyor. Doğaya uyum bir tarafa, doğayı tahrip etmeye başlıyor.
İnsan evrimini tamamlamadan, genetik müdahaleye maruz kalmış. Bu soruya cevabı, sümer tabletleri açıklık getirdi. Sümer tabletleri ''Uzaydan gelen ANUNNAKİ adındaki yaratıklar, dünyada mevcut, kolları bacaklarından uzun canlıya genetik müdahale yaptılar ve bu günkü insanın atası ortaya çıktı'' diyor. Nedenini de ALTINA bağlıyor.
Uzaylı yaratıklar, dünyaya altın toplamaya gelmişler. Ancak, sayıları az. Getirdikleri işçiler de sürekli isyan ediyor. İşçi lazım. İşçi sorununu çözmek üzere, dünyada mevcut kolları bacaklarından uzun canlıyı, çalışacak işçi durumuna sokmuşlar. Başarmışlar ve binlerce yıl, dünyadaki altınları toplayıp gezegenlerine götürmüşler.
İnsanların hızla çoğalması, sorun olmaya başlamış. Sorunun kaynağında, evrimini tamamlamadan müdahale edilmiş olduğunu fark etmişler. Pişman olmuşlar. Ancak, iş işten geçmiş. Anunnakiler, insanları kaderine terk edip, geldikleri gezegene geri dönmüşler.
İnsanoğlu, evrimindeki zamanın ilerisinde yaşıyor. Aradaki açığı kapatacak aklı üretemez ise, mutlak sona hızla yaklaşıyor.