Felaket seneryasu düzenleyenlere bakmayınız. Ekonominin temelleri sağlam.
32 milyon insan her sabah kalkıyor. İşine gidiyor ve üretime katılıyor. Üretim son sürat devam ediyor. Bunu, kapasite kullanım oranları açıkça gösteriyor. Ülkemizdeki kapasite kullanım seviyesi, AB ülkelerinden yüksek seyrediyor.
Ekonomi büyüyor. Büyüme, üretimde meydana gelen artış ile ölçülür. Ekonominin büyüdüğünü, Dünya Bankası teyit etti. Derecelendirme kurumları da teyit ediyor.
Felaket senaryosu düzenleyenler “ülkede üretim yok” diye propaganda yapıyor. Halbuki, 2023 yılında Türkiye 1.154 trilyon dolar hasıla üretti. Yeterli mi hayır. Üretimi artırmak için, istihdamın artması gerekir. İstihdam ise yatırıma ve sermaye artışına bağlıdır. Ülkemizde sermaye arttıkça, ekonomimiz büyüyor.
Sermayenin iki kaynağı var. Birincisi tasarruflar. İkincisi yabancı sermaye. Yabancı sermayeden, ülkemize hayır gelmez. Sıcak para olarak gelirken, kurları düşürür, zarar verir. Çıkarken kurları artırır zarar verir. Yabancı sermaye sömürücüdür. Karına bakar.
Bu nedenle kendi kaynaklarımıza bakacağız. Ülkemizde, yüzde 12 oranında tasarruf yapılıyor. Toplam tasarrufumuz 1154 x 0,12= 138 milyar dolar civarında gerçekleşiyor. Bu miktar tasarrufu YATIRIMA kanalize edip, sermayemizi artırmamız mümkün.
Sorun burada. Yaptığımız tasarrufları çar-çur ediyoruz. Tasarruf zor iştir. Herkes yapamaz. Tasarruf eden iradeli olduğu kadar akıllıdır da. Tasarrufunu korumayı beceririr.
Ülkede, faiz sorunu yaşatıldı. Tasarruf sahibine, enflasyonun altında faiz verildi. Bunun üzerine tasarruf edenler, döviz satın aldılar. Altın satın aldılar. Döviz ve altın, yastık altına indiği anda, ekonomiden uzaklaşıyor.Tasarrufların yatırıma giderek SERMAYE BİRİKİM işlevi sonlanıyor.
Sorunu çözmek çok basit. Tasarruf sahibine beklenen enflasyon üzerinde getiri sunmak ve tasarrufları bankalara çekmek. Bunu neden ypmıyorlar, bir türlü anlam vermedim. Sistemi bozmakta ustalar. Hem ülkeye, hem de kendilerine zarar veriyorlar.
Akıl başa gelmez ise taç düşer. Baştan tacı düşürenin ekonomi olduğunu halen anlamadılar. Temelleri sağlam olan ekonomiyi, sorun ile yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Olamaz.
Bir parça ekonomik akıl, sorunu çözmeye yetiyor.