Akıl ile para arasında ayrılmaz ilişki vardır. Akıl olmayan yerde para durmaz. Para sahibinin kişi ya da şirket olması sonucu değiştirmiyor.
Son günlerde, futbolcuların milyonlarca dolar para kaybettiği konuşuluyor. Bir banka müdürü, yüksek getiri sağlayacak fona yatırım yapmaya, futbolcuları ikna etmiş. Fon batmış, paralar gitmiş. Futbolcular yandım Allah diyor.
Ekonomik akıl ne diyor?
Ekonomide mucize getirilere yer yoktur. Kar ve faiz birbirlerine yakın seyreder. Piyasa faiz hadlerinden daha yüksek getiri sağlayan yatırımlar, bankacılık kanalıyla finanse edilir. Bir süre sonra, faiz=kar eşitliği oluşur.
Borsalarda alınıp-satılan hisse senetlerinin değerini kar belirler. Enflasyondan arındırılmış değer, reel kara göre ortaya çıkar. Piyasa faiz hadlerinden daha yüksek getiri veren hisse senetlerinin değeri yükselir. Değeri yükseldikçe, ünite başına kar düşer. Bu düşme, piyasa faiz hadleri ile eşitlenir.
Her kim ki “piyasa faiz hadlerinden daha yüksek getiri vereceğini” söylüyorsa, söyleme şüphe ile bakmak gerekir. Ancak, tamahkarlık şüpheyi yok ediyor.
Tamahkarlık ile cehalet arasında doğru oranlı bir ilişki vardır. Cehalet arttıkça, tamahkarlık da artıyor. İnsan ya da toplum olması sonucu değiştirmiyor.
Maalesef tamahkarı çok bir toplumda yaşıyoruz. Sürekli yeni bir vurgun hikayesi yaşanıyor. Vurgunun gerisinde tamahkarlık (aç gözlülük) var.
Cehalet ve aç gözlülük bir araya gelince, para onları terk ediyor. Akıl olmayan yerde para durmuyor.